Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1025 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
13 günde okudu
Hepimiz Karamazovuz...
Böylesi bir tragedyanın, böylesi bir insanlık destanının, böylesi bir metnin incelemesini nasıl yazacağım bilmiyorum. Birçok not tutmama ve hakkında video izlememe rağmen yine de yeterli olmayacağını düşünüyorum. Ama umarım atladığım çok yer olmaz. Başlangıç olarak Karamazov Kardeşler'e bir insanlık destanı dememin sebebi, içerisinde bulunan bütün karakterlerin, hâl ve hareketlerin belirli bir sembolü, belirli bir içgüdüyü sergiliyor olmasıdır. Çünkü insanlık bir yandan Alyoşa gibi ahlak ve iyi niyetin kanatlarıyla yükseklerde uçarken, diğer yandan ise Fyodor Pavloviç gibi nefsin derin çukurlarına da gömülebiliyor. Fakat Ivan ve Dmitri gibi kişilikler ise bu iki taraf arasında sıkışmış kişiliklerdir. Karakterlere girmeden önce kitap hakkında ve gerçek hayatla bağdaştırdığım bazı bilgileri vermek istiyorum. Kitaptaki her karakter ile Dostoyevski arasında bir bağ vardır neredeyse. Dmitri'nin eğlenceye düşkünlüğü, babasıyla olan sorunları, onu öldüreceğine dair haykırışları, Alyoşa'nın dindar tarafı, dünyanın sevgiyle kurtarılabileceğini düşünmesi, Ivan'ın sürekli bir bilinmezliğin içinde olması ve yaptığı Avrupa seyahatleri vs yine yazarın da düşündüğü, içinden geçirdiği ve yaşadığı şeylerdir tümüyle. Kitabın konusuna gelecek olursak, birbirleriyle geçim sıkıntısı içerisinde olan, kaosun hakim sürdüğü bir aile ortamı mevcuttur ortada. Ailenin yapısı bile karmaşıktır zaten. Baba toplamda 3 kadınla birlikte olmuş ve bu birlikteliklerden olma çocuklar bir araya gelmiştir. Dmitri ilk birliktelikten, Ivan ve Alyoşa ikinci Smerdyakov ise son birliktelikten olmadır. Bu son birliktelik ise zorla olmuştur, yani babanin günahı söz konusudur. Baba zevke ve sefahate düşkün vurdumduymaz, Dmitri eğlenceye düşkün ve sorgulayıcı, Alyoşa dindar ve iyilik dolu, Smerdyakov ise insanlara üstten bakan birisidir. Yan karakterlerden değinmek istediğim tek bir kişi var o da Zosima isimli rahip. Bu rahip Alyoşa'nın akıl hocasıdır ve benim gözümde bir insanın sahip olabileceği bütün iyi hallere sahiptir. O da dünyanın sevgiyle kurtulacağına inanmaktadır. Zosima ve Ivan arasındaki bir bağa da değinmek gerekirse, Zosima insanlara teker teker ulaşılabileceğini ve hiçbir zorlama olmadan insanların istediklerine inanabileceğini söyler. Fakat Ivan ise insanlara toplumsal olarak ulaşılabileceğini söyleyip dinin gerçek olmasa bile gerekli olduğunu söyleyip insanlara dayatılmasını savunur. Bir diğer tezat ise Zosima ve Ivan'ın görünüşlerindedir. Ivan entelektüel bir görünüşe ve davranışlara sahipten çok radikal görüşlere sahiptir. Zosima ise giyiniş şekli ve konumu sebebiyle radikal bir kişiliğe sahipmiş gibi görünse de yukarıda bahsettiğim gibi özgürlüklere değer veren birisidir. Alyoşa ile İlyuşa arasındaki ilişkiye de değinmek istiyorum. Başlangıç olarak bu iki karakterin isimlerinin birbirine benzemesinden karakterlerinin de benzediğini görebiliriz. Bir yanda çok güzel bir baba oğul ilişkisi vardır. İlyuşa babasının gururu lekelenmesin diye kendisini tehlikeye atar ve onu çok severken, diğer yanda ise tam bir baba oğul dramı vardır. İlyuşa'nın sonu ise tıpkı yazarın küçük çocuğunun sonu gibi olmuştur. Kitapta bana göre en önemli bölüme yani Büyük Engizisyoncu hikayesine gelemk istiyorum. Bana göre bu kitabı yazılmış en iyi metinlerden birisi yapan şey bu hikayedir. Hikayede İsa peygamber çarmıha gerilmesinden uzun bir süre sonra tekrardan dirilip insanların arasına girer. Fakat o insanların kontrolünü elinde tutan büyük engizisyoncu onun karşısına geçerek bu insanların bütün gerçeklerini bir bir tutsak ettiği İsa'ya anlatır. İnsanların hiçbir zaman özgür bir iradeye sahip olmayacaklarını, olmak istemeyeceklerini ve bir başa ihtiyaç duyduklarını, göklerin ekmeğini suyunu yerlerin kuru taşlarına tercih ettiklerini, ve bir mucize görmeden inanmayacaklarını söyler. İsa, yani sevgi ve özgürlük yenilmiştir, dünyevi maneviyi alt etmiştir. Engizisyoncunun bütün bu anlattıklarımı sessizce dinleyen İsa ise sadece tek bir şey yapar, onu dudaklarından öper. Yani kötülüğe sevgiyle karşılık verir. Hikayede Ivan ve Alyoşa arasında geçen bir din tartışmasında da Ivan büyük engizisyoncu rolünü oynarken Alyoşa ise İsa'yı oynuyordur adeta ve tartışmanın sonunda Alyoşa da Ivan'ı öperek konuşmaya son verir. Peki kitabı okumuş veya henüz okumayanlara bir soru sormak istiyorum. Siz bu karakterlerden hangisini kendinize yakın görüyorsunuz? Siz cevabı vermeden ben vereyim, siz bu karakterlerin toplamasınız. İddialı konuştuğumu düşünüyorsanız düşünmeyin. Çünkü bu kitaptaki her bir kişilik bir insanın ruhunun içinde barındırabileceği kişiliklerdir bana kalırsa. Yani siz hem dindar, çocuksu ve sevecen Alyoşa, hem eğlenceye düşkün Dmitri, hem kendi içerisinde sürekli çatışıp bir bilinmezliğin içerisinde kendi şeytanıyla savaşan Ivan hem de onun bunun fikirlerinin etkisinde kalan, hayatını başkalarının düşüncelerine göre şekillendiren Smerdyakovsunuz. Kısacası sen, ben ve diğerleri, hepimiz Karamazov'uz... Henüz kitap hakkında değinmedigim çok şey var farkındayım ama artık yazamıyorum. Kitabı zaten çok beğendiğim söylememe gerek yok sanırım. Uzun bir eser olmasına rağmen sizi içerisine alıp derin düşüncelere sokacak bir kitap Karamazov Kardeşler...
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202334,9bin okunma
·
40 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.