Gönderi

Kâh Tabakhâne [Debbağhane] deresinin sarmaşıklar, sarı çiçekler, yüksek kayalıklar arasından uğuldaya uğuldaya gelen sedası, kâh harabeler ortasında beyaz çiçekleriyle gülen bir erik ağacının yeşil tomurcuklu dalları üzerinde bir kuşun hazin ötüşü işitiliyor. Hiç bir evin ahşap kısmı bırakılmamış . Bazen bir çatının tahtaları yarı sökülmüş , bazen bir evin çiknoları tamamen sökülmek istenirken bırakılmış . Sokaklarda iri iri fareler aç ve ürkek dolaşıyor. Dingilleri havaya dikilmiş cephane arabaları yolları kapatıyor. Camiler elim bir halde. Hemen hemen tamamı da ahıra çevrilmiş . İçlerine bir karış gübre yığılmış . Mihrapları ve mimberleri , ahşap kısımları tamamen yıkılmış , Kelime-i Tevhid'ler parçalanmış . Duvarlara yazılan Rusça yazılarla beraber, yapılan resimler utanç verici. Bu resimlerde Türk kadınları tahkir ediliyor. Minarelerden bazıları yıkılmış , bazılarının kıymetli ve süslü şerefeleri parçalanmış . İçkale camii, ahırdan başka bir şey değil . Yanındaki susuz ve kırık çeşme üzerinde şu satırlar okunuyor: ES-SULTAN-EL AZİM, ES-SULTAN İBNİ SULTAN SÜLEYMAN İBNİ SELİM HAN BİN BEYAZİD HAN, HALLEDEHÛ MÜLKEHÛ SENE 935[1528]
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.