"Kültür emperyalizmi ile mücadele etmeye her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. İster Amerika'dan ister Avrupa'dan isterse de Orta Doğu'dan gelsin. Emperyalizm, emperyalizmdir. Milleti ne olursa olsun bize ait olmayan, bizim kültürel kodlarımızla harmanlanmamış her şey emperyalizme dahildir. Hoca Ahmet Yesevi'yi, Yunus'u, Hacı Bektaş'ı, Âşık Paşa'yı Türkçe söyleten, Türkçede ısrar ettiren sebep bundan başkası değil. Bin yıl önceden gördükleri şeyin bir hikmeti vardı elbette. Kültür emperyalizminin de en etkili silahı ise dildir. Dil, yalnızca yazarların, akademisyenlerin, ilgililerinin değil Türkçe konuşan herkesin bilmek zorunda olduğu bir canlıdır. Evet dil canlıdır ve varlıktır. Dilin yok edildiği zaman, inancın, geleneğin, örfün, tören, özetle bütün varlığın yok edilmiş olur. "Mabedinin göğsüne nâmahrem eli" değmiş olur. Dilin kadar varsın. Dilin kadar güçlüsün."