Gönderi

İbn Teymiyye şöyle devam eder: "Birçok hayalperest ve câhilin, Kalbim Rabbimden bana bunu ilhâm ediyor" dediği şeye gelince; kalbinin ona bir şeyler söylemiş olması doğrudur, fakat kimden? Şeytanından mı yoksa Rabbinden mi? Kalbim bana Rabbimden böyle ilhâm etti? derse, kendisine ilhâm edip etmediğini bilmediği birine söz isnâd etmiş olur ki bu da yalandır. Bu ümmetin muhaddesi asla böyle söylemez, hiçbir zaman böyle bir şeyi ağzna almaz. Süphesiz Allah.Ömeri, bunu söylemekten korumuştur. Bilakis, bir gün kâtibi "Bu, mü'minlerin emiri Ömer b. Hattâb'a Allah'ın gösterdiği (öğrettiği) şeydir" diye yazar. Ömer de "Hayır, onu sil; bu Ömer b. Hattâb'ın gördüğü şeydir. Eger o doğruysa Allah'tandır, yanhş ise Ömer'dendir. Allah ve Allah'ın Resûlü ondan beridir, uzaktır diye yaz" der. Ömer 'kelâl' konusunda (miras hukukuyla ilgili bir kavramdır), "Bu konuda kendi görüşümü söylüyorum; eğer doğruysa Allah'tan, sayet yanlış olursa benden ve şeytandandır." demiştir. Resâlullah (s.a.v.)'ın şehâdeti ile muhaddes olanın sözü böyledir. Oysa sen ittihâdinin, hulâlinin, şatahatlar söyleyen ibâhinin semâ yapanların açıkça, Rabbim kalbime böyle ilhâm etti dediğini görürsün. Şimdi, bu iki sözü söyleyenlerin hâllerine, sözlerine bak, her birinin hakkını ver ve hileli olanla hâlis olanı bir tutma!
·
74 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.