Şairin yaşama olan yakınlığı dilinde de kendini göstermek zorundadır. Yeni şiir, şiirin gerçeklikle organik bağlantısını yadsıyan şairlerin bir zaman kullandıkları eski, yapmacık dille yaratılamaz:
«Yeni şair; şiir lisanı, vezin lisanı, konuşma lisanı diye ayrı ayrı lisanlar tanımıyor . . . O, bir tek lisanla yazıyor: Uydurma, sahte, sunii olmayan; canlı, geniş, renkli, derin ve sade lisanla. Bu lisanın içinde, hayatın bütün unsurları vardır. Şair, şiir yazarken başka şahsiyet, konuşurken, veya kavga ederken başka şahsiyet değildir! Şair; bulutlarda uçtuğunu vehmeden dejenere değil, hayatın içinde, hayatı teşkilatlandıran bir vatandaştır! »