Trenin Tam Saatiydi, bir okunuşta bitirilebilecek, son derece akıcı ve çarpıcı bir roman. Kahramanımız, müziğe olan büyük yeteneği ve ilgisi sayesinde aslında piyanist olmak isterken askere alınarak cepheye gönderilen 24 yaşındaki gencecik Andreas. 2. Dünya Savaşı sırasında Lviv- Cernivtsi hattında ölüme doğru yolculuk yaptığını bilen askerin, yaklaşık 4 günlük bir zaman diliminde yaşadıklarına tanık olmak gerçekten çok acı. Çağının binlerce insanı gibi kendi rızası olmadan anlamsız bir savaşa sürüklenen Andreas, inatla yaşamak istiyor. Yol boyunca sürekli yaşayacak, nefes alacak, görecek, koklayacak, duyacak, yemek yiyecek, geçip gittiği kasaba ve şehirleri izleyecek daha kaç saati kaldığını hesaplıyor. Aklına çocukluğu, hayalleri, mutlu ve mutsuz anları, pişmanlıkları, hataları, kırdığı insanlar geliyor. Kitabın her satırında hüzün ve çaresizlik var. Kendisi de savaşmış olan Heinrich Böll, o yılları ve atmosferi bizzat yaşamış biri olarak, gerçekçi bir anlatımla, er Andreas’ın iç dünyası üzerinden savaşın yarattığı korkunç dramı, bıraktığı yıkıcı etkiyi idrak etmemizi sağlıyor. Vagonların içerisine sıkış tepiş doluşan askerler, sersefil halde, açlık, pislik ve sefalet içerisinde oradan oraya sürükleniyorlar. Hiç istemedikleri halde hayatlarını feda ederek ölüme giderken çoğunun içerisinde onur ve şeref duyarak kahramanca savaşmak değil büyük bir korku ve boşluk var. Romanın en etkileyici kısımlarından biri tren bir aktarma yerinde mola verdiğinde arkadaşları ile bir genelevi ziyaret eden Andreas’ın kendi gibi müziğe sevdalı Olina ile geçirdiği gece oluşturuyor. Konservatuvar öğrencisi Olina, savaş çıkınca kendini genelevde Alman askerlerini eğlendirirken buluyor. Andreas ile birlikte oldukları saatler boyunca sadece sohbet edip birbirlerine geçmiş hayatlarını anlatıyor, içlerini döküyorlar. Romanın sonunun benim için beklenmedik şekilde bittiğini de belirteyim. Bu kısacık romanın anlatmak istediği çok şey var. Heinrich Böll ile tanışmakla geç kalmışım. Diğer kitaplarını da mutlaka okuyacağım.

Trenin Tam SaatiydiHeinrich Böll · Can Yayınları · 2019478 okunma

·

42 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

zeliha akgündüz