Gönderi

Demokrasiler içinde de tam olgunluk, "İnsan Hakları"nı aynen kabul ve tatbik eden milletlerde tecelli eder. Başka türlüsü demokrasiye benzemek özentisidir. Aristo cemiyet içinde beş ahlâk zabıtası kabul eder. Bunlardan biri de din'dir. Yâni Allah korkusu'dur. İnsanlığın yeryüzünde cemiyet kurduğu her ülkede en mukaddes ahlâk zâbıtası imân olmuştur. İmân zayıflayınca, Allah korkusu kalmayınca kanun, vicdan, âmme muhitinin ayıplaması gibi kuvvetler ancak suç meydana çıktığı zaman tesirlerinj gösteriyor. Halbuki suçlar daima saklanarak cemiyetin gözünden, kontrolünden kaçınılarak yapılmaktadır. O hâlde kimsenin göremeyeceği veya işitemeyeceği bir yerde yapılan suçların tek önleyicisi imâna da yanan vicdandır. İşte onun sarsılması cemiyet yıkılmasına sebep oluyor. Meşhûr İtalyan filozofu Dante bundan yedi asır önce "Bir milletin önce an'anesi, sonra lisanı, sonra kendisi mahvolur" demiştir. Geniş mânasıyla inanca dayanan âdetler de an'aneyi teşkil eder. Gelenek ve görenek dediğimiz odur. Küçüklüğümüzden beri evlerimizde, mabetlerimizde gördüğümüz çok yaygın bir levha vardır: ( رأس الحكمة مخافة الله ) Yani. "Her işin başı Allah korkusudur" Bu sözü 1.300 küsür evvel Peygamberlerin sonuncusu Hazret-i Muhammed (sa.v) söylemiştir. Fertlerde Allah korkusu olmayınca, her millette ferdi, aileyi ve cemiyeti sarsan ibtilâlar hergün biraz daha artmaktadır.
Sayfa 472
·
58 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.