Onlar için zaman demek, bir adım sonrası ile bir adım öncesini aydınlatan bir lamba demekti; geri kalanı zifiri karanlıktı. Zaman, bugündü; o koskoca yıl içinden yalnızca bugün. Tarihi kelime dağarcığına sahip değillerdi; sadece bugün ve "geçmiş zaman" kelimelerini kullanıyorlardı. En fazla bir sonraki mevsime kafa yorarlardı. Zamana tepeden bakmaz, gece vakti lambayla dolaşırcasına içinde yaşarlardı.