Gönderi

Bir gün Hz. İsa (aleyhisselam), İsrailoğulları içinde Salih olarak tanınan bir kimse ile şehir dışına çıkmış bir yere gidiyorlardı. Halk arasında kötü ve günahkar haliyle bilinen bir adam da peşlerine takılmıştı. İstirahat için mola verildiğinde bu günahkar kul, samimi bir nedamet ve utanç hali içinde, gönlü kırık olarak onlardan ayrı bir yere oturdu ve merhametlilerin en merhametlisi Hak Teala’ya yöneldi, “Rabbim! Şu yüce peygamberinin hürmetine beni affet!” diye yalvardı. Kötü haline ve o güzel peygamberle birlikte olamadığına üzüldü. Salih bilinen kişi ise onun kendilerini takip ettiğini fark edince bundan rahatsız oldu, onu küçümsedi, ellerini semaya kaldırıp, “Allahım! Yarın kıyamet günü beni bu günahkar adamla birlikte haşreyleme!” diye ilticada bulundu. Bunun üzerine Cenab-ı Hak, Hz. İsa’ya (aleyhisselam) şöyle vahyetti: “Ya İsa, kullarıma söyle; ikisinin de duasını kabul ettim. Boynu bükük mücrim kulumu affedip kendisini cennetlik kıldım. Halkın Salih zannetiği kişiye gelince, onu da benim affettiğim kulumla beraber olmak istemediği için cennetliklerden ayırdım.”
·
50 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.