Gönderi

864 syf.
6/10 puan verdi
Bir çukurun içinde debelenmek gibi bir okuma deneyimi
Bu kitaba uzun ve karakterlerini ne kadar sevip benimsediğimle alakalı bir gönderi yazmayı çok isterdim, okuduğum onca sürenin boşa gitmemiş olmasını (hoş boşa gittiğini düşünmüyorum ama) ve belki ağlamış olmayı ama maalesef, bunlar sadece benim beklentilerimdi. Bir kitaptan ne beklersiniz? Size bir şeyler katması, dünyadan çekip alması, büyük bir keyif aracı, tanımadığınız ve deneyimleyemeyeceğiz bir çok imkanın önünüze sürülmesi ve dahası... ben son kısmın mensuplarındanım, kitap benim için yeni olanı benimsememe olanaktır, bakış açımı zenginleştirmenin en keyifli yoludur, personalarımı beslediğim toprak, tavana baktığımda gördüğüm imgelerdir. Ama bunun için iyi yazılmış karakterler, olay örgüsü içindeki değişimlerine adım adım şahit olduğun düşünceler ve karakteri benimsemiş olmanın verdiği karaktere dönüşme faslı gerekir. Empati değil, akışkan benliğinizi bir karaktere entegre edip onun dışında düşünememektir bu, benliği dışarıda bırakmaktır. Bu süreci de alelade kitaplarda yaşayamazsınız, yaşayamadığınızda da tadınız kaçar, kötü kötü olursunuz. Değersiz bir hayat benim için iyi başlayıp daha sonra insanları üzmek için tüm tuşlara rastgele basmış, bunu da destekleyecek kadar iyi bir kaleme sahip olmayan üzücü bir kitaptı. Okurken hep çok daha fazlasını istemiş ama aynı şeyleri tekrar tekrar okuyarak boğulmuş, akabinde travmatize olup okumaya devam ederek ederek kendimi boğmaya devam edip travmatize olmaya devam etmişliğim çoktur. Yazarın tam bir intiharcı olduğu, erkek karakterleri yazışındaki duygusallığı, kitabın mantık içeren kısımlarının acemiliği okurken çok net bir şekilde görülüyor. Kültür farklılıklarına vurmak istediğim ama apaçık karakterlerin yazılışındaki dandiklikler olsun, genel olarak karakterlerin onca başına gelenlerden sonra ilk sayfadaki hallerinden bir gram farklı olmamaları olsun çoğu yerde öfkeden kudurmama neden olan yegane şeylerdi. Anlamıyorum cidden anlamıyorum, koskoca sekiz yüz sayfa okumama rağmen neden ben arkadaşımın arkadaşının hikayesini dinlemiş gibi uzağım kitaba? Neden kitap dokunabileceği onca yerden tek bir şeye bu kadar odaklandı? Neden ağlak insan kitabı olmayı seçti? Neden Jude'u bir kez bile olsun kendi ayakları üstüne duran bir birey olarak görmedik -avukatlığını betimleyen 3 paragraf dışında-? Neden karakterlerin zaaflarına, suçluluklarına, mahcubiyetlerine daha fazla ortak olmadık? Bilmiyorum, sinirlendim. Belki kitap beni bu kadar sinirlendirdiği için iyi bir kitap bile sayılabilir?
Değersiz Bir Hayat
Değersiz Bir HayatHanya Yanagihara · Doğan Kitap · 20222,941 okunma
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.