Keşke bireysel görüş ve akıl yürütmeyi bilgisinin ölçüsü kabul eden kimse Hz. İbrahim'i kendisine örnek alsaydı!
Sayfa 25Kitabı okudu
·
457 views
Hz. İbrahim'in tartışmadaki niyeti muarızını ezmek değil, onu inanç sayesinde yeniden hayata kavuşturmaktı. Yapısına uygun olmayan beşini muarızına vermesi ise onu hayata kavuşturmaz, bilakis öldürebilirdi.
Hz. İbrahim muarızıyla tartışırken "Benim Rabbim hayat veren ve öldürendir," demişti. Muarızı da "Ben de hayat veren ve öldürenim," diye karşılık vermişti.
Hz. İbrahim böylece argümanının muhatabının anlayış ve ahlak yapısına uygun olmadığını anlayınca onun mizacına daha uygun ve anlayışına daha yakın bir argüman getirmek üzere "Allah güneşi doğudan getirmektedir, öyleyse hadi sen de onu batıdan getir,"* demişti.
*Bakara 258
Hz. İbrahim, onun ölüyü diriltemeyeceğini ortaya koymaya dönük bir tartışmaya girmedi. Çünkü bir insanı katletmenin o insanda ölüm galibi yaratmak* olduğunu zanneden birine konunun aslını anlatmaya çalışmanın ağır geleceğini anladı.
* Burada katl ile ilâhe arasındaki ince farka işaret edilmektedir. İmâte, "ölüm halini yaratmak" demektir ve ehl-i sünnete göre bunun faili sadece Allah'tır. Dolayısıyla cinayete kurban giden kimse eceliyle ölmüştür çünkü cana kıymak (katl) ile ölüm (mevt) ayrı şeylerdir. Katil, ölüme yol açan saldırının failidir fakat ölüm, katili aşan ilahi bir fiildir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.