Gönderi

Zavallı adamın banknotları ayağıyla ezişini ayrıntılarıyla anlatıp bitirince Lise birden ellerini birbirine vurdu, son derece duygulu, - Niçin vermediniz ona parayı? diye haykırdı. Niçin bıraktınız onu? Ah, Tanrım, bari peşinden koşsaydınız, yakalasaydınız onu... Alyoşa, - Hayır, Lise, dedi, koşmamam daha iyi oldu. Yerinden kalktı, odanın içinde düşünceli düşünceli dolaşmaya başladı. - Niçin, niçin daha iyi oldu? Açlıktan ölecekler şimdi. Alyoşa odanın içinde dalgın dalgın dolaşmayı sürdürüyordu. - Hayır, ölmeyecekler, çünkü bu iki yüz ruble gene geçecek ellerine. Yarın nasıl olsa alır. Yarın kesinlikle alacaktır. Birden genç kızın önünde durdu. - Bakın, Lise, bir hata yaptım, ama iyi oldu. - Ne hatası? Niçin iyi oldu? - Anlatayım. Ödlek, zayıf yaratılışlı bir adam bu. Çok çekmiş, iyi yürekli de üstelik. Aklımda hep şu var: Neye öyle birdenbire gücendi de paraları topuğuyla ezdi? Çünkü inanın, son dakikaya dek onları yere atacağını bilmiyordu, aklında böyle bir şey yoktu. Bir şeye çok gücenmişti ya, neye?.. Böyle bir durumda başka türlü olamazdı zaten... Önce, eline verilen paraya çok sevindiğini bana belli etmesinden alınmıştır. Öylesine sevinmesi, sevincini göstermemesi, parayı alırken ötekiler gibi nazlanması, ezilip büzülmesi gerekirdi. İşte o zaman alabilirdi parayı, oysa biraz fazla sevindi, bu da ayıp bir şeydir elbette. Ah, Lise, saf, temiz yürekli bir insandır o, böyle durumlarda çok kötüdür temiz yürekli olmak! Konuşurken sesi öylesine zayıf, bitikti ki... çabuk çabuk konuşuyor, tuhaf tuhaf kıkırdıyor ya da ağlıyordu... evet, ağlıyordu, öylesine coşmuştu... Kızlarından da söz etti... başka bir kentte onu bekleyen işten de... İçini boşaltınca bana böyle açıldığı için birden kendi kendinden utandı. İşte bu yüzden de nefret etmeye başladı benden. Son derece utangaç olan yoksullardandır. Utanması daha çok, beni dostluğa pek çabuk kabul etmesinden, bana hemen bağlanıvermesinden geliyor. Üzerime saldırıyor, gözdağı vermeye çalışıyordu, parayı görünce birden boynuma atıldı. Para için kucaklıyordu beni, yakınlık gösteriyordu. Bu durumda küçüldüğünü sezinlemek zorundaydı, işte tam bu anda da o büyük hatayı yaptım: Buradan gitmesi için parası yetmezse kendisine daha para verileceğini, hatta istediği kadar parayı benim vereceğimi söyledim. İşte bu şaşırttı onu birden: Niçin ben de yardım etmek istiyordum ona? Biliyor musunuz, Lise, düşmüş, hakarete uğramış bir insan için çevresindekilerin ona yardıma koşmaları çok ağır bir şeydir... Zosima Dede söylemişti bunu bana. Bunu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum, ama sık sık gördüm böyle olduğunu. Ben de hissediyorum aynı şeyi. Önemli olan onun parayı ayağıyla ezeceğini daha önce bilmemesidir. Ama gene de önceden sezinliyordu böyle olacağını, bundan kuşku edilemez. Önceden sezinlediği için öylesine coşmuştu... Gerçi bütün bunlar çok çirkin şeyler ya, gene de iyi oldu. Öyle sanıyorum ki çok iyi oldu hem, bundan daha iyisi olamazdı. Lise son derece şaşkın, Alyoşa'ya bakarak yüksek sesle, - Niçin, niçin bundan daha iyisi olamazdı? diye sordu. - Çünkü parayı ayağının altında ezmeseydi de alsaydı bir saat sonra eve döndüğünde öylesine küçülmeye razı oldu diye ağlamaya başlardı, bundan kuşkunuz olmasın, Lise. Ağlar, yarın sabah erkenden bana gelir, parayı yüzüme fırlatır, deminki gibi ayağının altında ezerdi. Gerçi "kendisini mahvettiğini" biliyor ya, son derece mağrur gitti şimdi. Demek ki şimdi bu parayı ona vermek çok kolay olacak, çünkü onurlu olduğunu gösterdi bir kez, parayı ayağının altında ezdi... Parayı çiğnerken bu iki yüz rubleyi yarın ona yeniden götüreceğimi biliyordu. Hem çok gerekli ona bu para. Gerçi şu anda mağrur ya, ne büyük bir nimeti teptiğini de düşünüyordur. Gece daha çok düşünecek, düşünde görecek, yarın sabah özür dilemek için bana koşmaya can atacak... O sırada da ben çıkageleceğim: "Buyurun," diyeceğim, "gururlu bir insansınız, kanıtladınız bunu, ama alın artık bu parayı, bağışlayın kabalığımızı!.." Alacak elbette! Alyoşa, "Alacak elbette!" derken son derece duyguluydu.
Sayfa 303 - İletişim Yayınları
15 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.