Gönderi

Çocuklar hemen çevresini aldılar, soru dolu bakışlarını yüzüne diktiler. - Baylar, kısa bir zaman sonra ayrılacağız. Şimdilik iki ağabeyim var ya, bunlardan biri sürgüne gidiyor, öteki de ölümle pençeleşmekte. Yakında gideceğim buradan, belki dönüşüm çok uzar. Ayrılmadan önce sizinle burada, İlyuşacağın taşının yanında söz verelim birbirimize, önce İlyuşa'yı, sonra birbirimizi unutmayacağımıza yemin edelim. Hayatta başımıza ne gibi olaylar gelirse gelsin -hatta yirmi yıl birbirimizi görmesek bile- bir zamanlar taşladığımız zavallı çocuğu (köprünün altında... anımsıyor musunuz?) sonra nasıl sevdiğimizi, nasıl toprağa verdiğimizi unutmayalım. Temiz kalpli, cesur, iyi bir çocuktu. Babasının uğradığı acı hakaret gururuna dokunmuş, onu isyan ettirmişti. Ömrümüzün sonuna dek unutmayalım İlyuşacağı, baylar. Büyük mevkilere erişmiş, önemli işlerin adamları da olsak, felaketten yakasını kurtaramayan zavallılar da, gene unutmayalım şu andaki mutluluğumuzu. Bizi olduğumuzdan iyi yapan o zavallı çocuğa duyduğumuz sevginin tatlı, huzur veren duygusunu hiç unutmayalım. Yavru güvercinlerim benim, -izin verin de böyle çağırayım sizi, "yavru güvercinlerim" diyeyim, çünkü şu anda, sevimli, pırıl pırıl yüzlerinizle güvercin yavrularına çok benziyorsunuz-, sevgili çocuklarım, belki de anlamıyorsunuz sözlerimi, çünkü çoğunlukla anlaşılmaz ne söylediğim, ama gene de unutmayın bu söylediklerimi, sonra bir gün hak verirsiniz bana. Şunu hiç unutmayın, kişinin geleceği için iyi bir anıdan, özellikle çocukluktan, baba evinden kalma bir anıdan daha yüce, güçlü, sağlam, yararlı bir şey yoktur. İyi bir insan olmanız için çok öğüt verirler size, ama çocukluktan kalma güzel, kutsal bir anı iyi insan olma yolunda size en büyük yardımcıdır. Böyle anıları bol olan bir kimse kurtulmuş demektir. Belleğimizde iyi bir tek anı kalmış olsa bile bir gün gelir, bu anımız mahvolmaktan kurtarır bizi.
Sayfa 960 - İletişim Yayınları
·
29 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.