Gönderi

"Dünyanız gri, yaptığınız kocaman binaların renginde, çünkü binalarla doldurdunuz dünyayı. Topraktan korkuyorsunuz sanki. Neden? Niçin oturmuyorsunuz yere, çimenlerin, otların üstüne, toprağa? Hem neden evleri birbirinin üstüne yapıyorsunuz? O kadar çok ev üst üste koydunuz, gökyüzü uzağa kaçtı. Sahte ışıklar yaptınız, o kadar çok, o kadar çok, yıldızlar göğü boşalttı. Dağlarınız nerede, büyük ağaçlar, güzel tepeler? Dereleriniz kirli akıyor, denizleriniz pis, gölleriniz kuruyor, kuşlarınız kaçıyor, balıklarınız ölüyor. Sizin o renkli büyük kutuda gördüm ben hepsini. Hepsi orada var. İnsanlar birbirini öldürüyor, hem de düşman değil, savaş yok. Niye? Çiçekleriniz var, koklamıyorsunuz. Ağaçlar diktiniz, dokunmuyorsunuz. Hayvanlarınız var, okşamıyorsunuz. Her şey süs için sizde. Ağaçlar süs. Hayvanlar süs. Hiçbir şeyin değeri yok. Suyun, havanın, kokunun, rengin, sesin... Doğanın tanrıları sizden elini çekti, umudu kesti. Ruhunuzu kaybettiniz siz. Çok çöp var. Pislik. Hem neden hapishanelere soktunuz kendinizi? Madem suçunuz yok, neden hapsettiniz? Neden muhafızlar diktiniz kapınıza?"
Sayfa 167Kitabı okudu
·
1 plus 1
·
37 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.