Ben seni düşündüğümde,
Bana sonbaharı hatırlatan gözlerin aklıma geliyor.
Kısılmış gözlerinde Mezopotamya’nın izleri var ve kan kokuyor gece…
Bir akşam üzeri yine Dicle’nin bir köşesinde elimde Süryani şarabım sana bakıyorum
Savaşlar, ayrılıklar ve ağıtlar bize eşlik ediyor
Sana baktığımda içim ısınıyor
Mülteci bir çocuğun saflığı ve korkuluğuyla bakıyorum gözlerine
Ve bir anne şefkatliğiyle tutuyorum ellerini
“Elleriniz çok soğuk “ diyorum
“Isıtın” diyorsun.
Aklıma Raif efendi geliyor susuyorum…
Yağmurun içime yağdığını hissediyorum bazen,
Sözcüklerim ıslanıyor ve düşüncelerim boğuluyor
Yağmurla o yüzden aramda bir soğukluk var Kar tanelerini daha çok seviyorum
Uzun otobüs yolculuklarında toprağın bembeyaz olması bana hep güzel görünmüştür.
Ve yıllarca uyumadan beklediğin birinin yanına kar yağarken gelme düşüncesi…Evladının mesela.
Kar tanelerini düşünüyorum ayrıca saçlarını
Düşünsene yıllar sonra ikimizin saçlarıda beyazlaşacak gecip giden zamana hayret edeceğiz..
Ben pişman olmam senin yanında olduğum için…
Saçların yüreğimin çölünde yeniden çiçek açmış bir ağaç gibi
Ardından Nazım aklıma geliyor ve yaşamayı ciddiye alıp bir pazar günü sırtımı duvara yaslayıp düşünüyorum…