Gönderi

Mükemmel bir Öngörü - 15.06.1950
Ezanın Türkçe okunması Atatürk'ün sağlığında, Atatürk'ün isteği ile kanunlaşmış olmasaydı da hâlâ ezan Arapça okunsaydı bugün ezan meselesi diye bir meselemiz belki de olmayacaktı. Bu konuda belki bugün düşündüklerimizi düşünmeyecektik. Ama ileriye doğru olduğundan şüphe etmediğimiz bir karardan geriye dönülünce iş değişiyor. Salt bir ezan meselesi olmaktan çıkıyor iş. Daha bir sürü geriliğin başlangıcı, daha bir sürü geriliğe göz yummanın bir işareti oluyor. Bu düşüncemizin doğru olup olmadığını anlamak için belki biraz beklemek gerekecekti. Ama ona da hacet kalmadı. Başbakan'ın demecini duyar duymaz sarıklar cüppelerle sokaklara uğrayan softalar düşüncemizin doğruluğunu çarçabuk ortaya koydu. Sarıkla cüppeyi de mühim saymayalım. Ama işin bu kadarla kalmayacağına da kalıbımızı basabiliriz. Daha neler olabilir diye düşünüyoruz da aklımıza şunlar geliyor: İşte Ramazan'a giriyoruz. Oruç yemenin kafirlik olduğunu düşünen kimseler tarafindan pekâlâ taça tutulabiliriz. O kimseler çoğalabilir. Kafirlik sayacakları işler oruç yemeden de ibaret kalmaz. Memleket yararına görmek istediğimiz işler bugün nasil komünistlik oluyorsa, o gün kolayca kâfirlik olur. Hep birden ayaklanırlar. Milli heyecan'ın yerini dini heyecan alır. Hükümet o heyecanı yatıştırmaktan âcizdir. Dini heyecan her istediğini yaptırmaya başlar. Sonu nereye varır bu işlerin? Görmek istemeyiz ama, herhalde çok kötüye.
Sayfa 279Kitabı okudu
·
17 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.