Gönderi

Tutamayanlar romanında intihar ederek yaşamına son veren Selim Işık , güncesinde şunları yazar: Yatağın içinde, hiçbir şey yapmaya cesaret edemeden korkuyorum. Kafka' nın korkusu gibi değil; insan evrenindeki korkunun hiçliğiyle ilgili değil anlamsız bir korku. Zavallı bir böceğin vücudunda duyduğu ve anlamını bilmediği bir korku. Bitkisel bir korku. Beni korkutan bu yaşama iç güdüsünü göğsümden söküp atabilsem, ben de çekinmeden, gururla kişiliğimi sürdüreceğim. Fakat eve dönmek bile beni ne pahasına olursa olsun yaşamak isteyen bir solucan yapıyor. İnsanların güneşin ve hareketin olduğu yerde ölüm kavramına daha kolay dayanabiliyorum. Eve dönünce duvarlara, eşyaya sinmiş olan karanlık düşüncelerim üzerime saldırıyor: ölüme evde katlanamıyorum. Meselenin derine inince, beklediğini bulamazsan yıkılıyorsun. Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: mürekkeple yazmışlar oysa. Ben, kurşun kalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım. Kuşkulu ve ürkektim. İnsanlara, ancak benim yanımda olduklarında güveniyordum. Benden ayrılınca beni yargılamaya başlayacaklarını ve tekrar bana döndüklerinde artık eski sevgilerinin tükenmiş olacağını düşünerek korkuyordum. İnsanlara çok önem veriyordum aslında. Benim için ne düşünecekler diye içim titriyordu.
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
·
78 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.