Gönderi

Haftanın günlerinden perşembe. Batman'da bir sanat sokağının tam ortasına denk gelen bir bankta oturmuş, elimde Albers Camus'tan Yabancı kitabını okurken hissediyorum kendimin de buraya, bu insanlara ne kadar yabancı ve ne kadar yakın olduğumu. Sağımdan aşağı doğru inenler solumdan yukarı çıkanlar. Etrafta kahvehaneler ve bu kahvehanelerde genelde yaşlı amcalar. Her dilden konuşulan ve Kürtçe, Türkçe, Arapça karışımı bir uğultunun yükseldiği bu yer. Yine içimde doldurulamayan bir boşluk ve yine yalnızlığım ile baş başa kalmış bir ben. Arada kitaptan kafamı kaldırıp şöyle bir bakınıyorum etrafa ve yüzleri seyrediyorum. Her birinde bir farklı bir ifade. Kimisi düşünceli, kimisi yorgun, kimisi gülümsüyor, kimisi gergin. Ama belli olan tek şey var o da burada mutlu insan olmadığı. Şimdi siyasi nedenlere girerdim burada ama neyse... Dünyada bu kadar insan. Bu kadar hayat, bu kadar arzu, bu kadar istek, bu kadar zorluk, bu kadar yokluk, bu kadar varlık, bu kadar acı ve çok nadir olan yalnızlık. Bazen sormuyor değilim kendime aslında ben neden kalabalık olamıyorum diye. Bunca kalabalık içinde nedendir bu yalnızlık hissi? Neyse ruhundaki ruhum yine ağrıtmiyim başını. Son günlerde doluyum yine herşeye. Kalabalıklar böyle kalsın, sen kendi yalnızlığınla arkadaş kal... Yalnız Bir Yolcu
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.