Gönderi

Totaliterliğin talepleri karşısında entelektüel bağımsızlığı savunmaya kalkan herkes bu ve benzeri argümanlarla karşılaşacaktır. Edebiyatın ne olduğu ve nasıl-belki de neden demeli- meydana geldiği konusunda tam bir yanlış anlamadan kaynaklanır bu savlar. Yazarın asıl amacının eğlendirmek olduğunu veya çaldığı melodiyi değiştiren bir laternacı gibi kolayca bir propagandadan başkasına geçebilen kiralık bir kalem olduğunu varsayanlardan çıkar. Bununla birlikte, sonuçta kitaplar nasıl yazılır ki? Epey düşük bir seviyenin üstündeki edebiyat, kişinin deneyimlerini kaydederek çağdaşlarını etkilemeye çalışma çabasıdır. Dolayısıyla, ifade özgürlüğü söz konusu olduğunda, sıradan bir gazeteciyle en "siyasi olmayan" yaratıcı yazar arasında pek fark yoktur. Yalanları yazmaya veya ona önemli gelen haberleri gizlemeye zorlandığında gazeteci özgür değildir ve özgür olmadığının farkındadır; yaratıcı yazar da bakış açısına göre hakikat olan öznel duygularını tahrif etmek zorunda kaldığında özgür değildir. Anlatmak istediği şeyi netleştirmek için gerçeği çarpıtması ve karikatürleştirmesi gerekebilir fakat kendi zihninin doğal manzarasını yanlış bir şekilde sunamaz; sevmediği şeyi sevdiğini, inanmadığı şeye inandığını ikna edici bir şekilde söyleyemez. Bunu yapmaya mecbur kalmasının nihai sonucu yaratıcı yetilerini yitirmek olacaktır.
Sayfa 39 - Can YayınlarıKitabı okudu
·
10 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.