Gönderi

Çevreden gelen uyarımlara itaatimizin derecesi farklıdır. Bazen bizim ruhumuz bir koyun sürüsüne benzer. Birimizin yaptığını ve hatta geçmiş asırlarda bir ceddimizin yaptığını gözümüz kapalı tekrar ederiz. Fikrimizdeki tembelliğin çokluğu, tartışma ve tefekkür kabiliyetinin olmayışı sebebiyle dışarıdan gelen telkinleri bir budala gibi kabul ederiz. Boşvermiş bir tarafsızlık içinde her görüp işittiğimizi taklit ederiz. Çevremizde hususi kişiliğe sahip bir fert olma imtiyazını kaybederiz. Güya bizde yaşayan bizim kendi benliğimiz değildir; çevrenin ruhu ve şuuru, sürünün fıtratı ve yaratılışıdır, bizim şahsımız sanki hiç yoktur da biz, toplumun tekrarlanmış bir kopyasından ibaretiz. Bütün temayül ve zevklerimizi, tercih ve seçimlerimizi, kanaat ve itikatlarımızı, muhakeme ve kararlarımızı dışarıdan ödünç alırız. Toplumun nihayetsiz yalanlarını, yanlışlarını ve sahteliklerini farkında olmaksızın kabul eder, muhakeme etmeksizin taklit ve tekrar eder. esir hayatı yaşarız.
·
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.