Gönderi

Hartfield iyi yazabilmek üzerine şunları söyler: “Yazmak dediğimiz şey aslında kendin ile seni saran olaylar arasındaki mesafeyi korumaktır. Gerekli olan şey sezgiler değil, cetveldir.” (İyi Hissetmenin Nesi Kötü? ,1936) Başkan Kennedy'nin öldüğü yıldı; elimde çekine çekine tuttuğum cetvelle ben de çevremdeki dünyaya korku içinde bakmaya başlamıştım, bundan on beş yıl önceydi. Bu on beş yıl zarfında ne kadar da çok şeyden vazgeçmiştim. Motoru bozulmuş bir uçakta ağırlığı azaltmak için önce eşyaları, sonra koltukları, son olarak da zavallı kadın kabin görevlilerini uçaktan atar gibi on beş yıl boyunca mümkün olan her şeyden kurtulmuş ama onların yerine neredeyse hiçbir şey koymamıştım. Bu yaptığım doğru bir şey miydi, emin değilim. Rahatlamış olduğum kesindi ama yaşlanıp ölme vakti geldiğinde benden geriye ne kalacağını düşündüğümde çok korkuyordum. Cesedim yakıldıktan sonra kemiklerimden tek biri bile kalmayacaktı geriye. “Kalpleri karanlık olanlar kötü rüyalar görür. Kalpleri çok daha karanlık olanlar ise rüya bile görmezler” derdi her zaman rahmetli büyükannem. Büyükannemin öldüğü gece, ilk yaptığım, ellerimi uzatıp onun gözkapaklarını nazikçe kapatmak olmuştu. Gözlerini kapatınca, yetmiş dokuz yıl boyunca süren rüyası, sanki asfalta düşen yaz yağmuru gibi sessizce yok olmuş ve geriye hiçbir şey kalmamıştı.
·
11 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.