Gönderi

"...Yalnızlıktan ölüyorken, insan sahteyi gerçekten nasıl ayırabilir? Adamın birine rastlıyorsun, onu ilginç kılmak istiyorsun, baştan yaratıyorsun, tepeden tırnağa güzelce giydiriyorsun, daha iyi görmek için gözlerini kapıyorsun, o da gözünü boyamaya çalışıyor, siz de öyle; güzel ve aptalsa akıllı bulursunuz onu, o sizi aptal bulursa kendini akıllı hisseder, memelerinizin sarktığını fark ettiyse, kişilikli bulmuştur sizi, yavaş yavaş hödüğün teki olduğunu hissetmeye başlamışsanız, yardım etmem gerekir ona, diye düşünürsünüz, eğer eğitimsizse, her ikiniz için yeterli bilginiz vardır, sürekli sevişmek istiyorsa beni seviyor, dersiniz kendi kendinize, sevişmeye pek de gönüllü değilse önemli olan bu değil, dersiniz, cimriyse, sebebi yoksul bir çocukluk dönemi geçirmiş olmasıdır, hıyarın tekiyse, bunun bir huy olduğuna inandırırsınız kendinizi ve böyle ayan beyan ortada olan şeyleri yadsımak için var gücünüzle çabalayıp durursunuz; oysa gün gibi ortadadır her şey ve ilişki sorunları denir buna, artık sorunların üzerini örtmek mümkün olmadığındaysa, çocuklar için ya da yalnız kalmaktansa hâlâ boka batmış şekilde birlikteliği sürdürmeyi yeğleyerek hüznü, kini, nefreti ve bir enkazı ayakta tutmaya çalışır insan. İşte böyle. Uyu. Harika, kendimi öyle bir korkuttum ki uyuyamayacağım. Işığı yak biraz, içim rahat etsin, yüzünü göreyim. Of. Sensin."
Sayfa 28
·
118 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.