-Bakarsın baban da gelir!!!
Alaylı bir ifadenin kuşatmasındaydı Hamza'nın çehresi:
- Ana, akıllı kadın bilirdim seni. Hala o vefasız adamın dönüşünü mü beklemektesin?
Koyu bir keder tabakası örtmüştü Aslıhan'ın yüzünü:
-Yürek işte oğul! Ömür boyu bir ümitle bekledi yolcusunu bu kadın... Bekleyişler, hasreti nasıl artırır, aklın erer mi buna?
- O bekleyişi iyi tanır benim yüreğim ana. Yıllardır, tanımadığı bir babanın yolunu beklemedi mi herkesin taş yürekli bildiği bu adam? Hatta gururunu kırıp ayağına kadar gitmedim mi o dönmeyince? Vefasızlığın da ötesinde bir davranışla karşılamadı mı o baba oğlunu? O bizi çoktan silmiş dünyasından ana. Biz hâlâ ne diye taşıyalım ki onu gönüllerimizde?
-Bir umut işte oğlum... Hâlâ bir gün ansızın çıkıp gelir diye hayaller kurmaktayım. Onu da düşlemezsem, neyle avuturum ki yalnızlığımı?