Gönderi

That is wow
Bu gizli örgütün adı ‘Thule’ydi. Örgütün kurucusu ise Baron Rudolf von Sebottendorff’tu. Baron Sebottendorff da gerçekte ‘sonradan evlat edinilmiş’ Silezya asıllı biriydi. O da birçok sahte ad kullanmıştı. Gerçek adı Adam Alfred Rudolf Glauer’di ve saray soylularıyla hiçbir kan bağı olmayan sıradan bir ‘elektrik teknisyeni’ydi. Tarihçi John Toland’ın yazdığına göre, ‘çok esrarengiz bir adam’ olan Baron Sebottendorff’un karanlık hayatıyla ilgili çok az bilgi vardı. Rastlantı bu ya, Baron Sebottendorff da hem adını hem vatanını hem de inancını değiştirmiş bir adamdı. Thule adlı gizli örgütü kurmadan 7 yıl önce, 1911’de Türk-Osmanlı vatandaşlığına geçmişti. İlginçtir ki, Türk vatandaşlığına geçişinden bir ay sonra evlat edinilme yoluyla Baron Sebottendorff olmuştu. Sebottendorff bu kadarla kalmamış, bir de kendisinin ‘Bektaşi Babası’ olduğunu Almanya’daki belgelere geçirtmişti! Gerçek şudur ki, bu esrarengiz Türk vatandaşı, Alman Baronu olmasaydı ne Alman İşçi Partisi (DAP, sonra NSDAP) ve Hitler ne de Holokast olurdu. Adolf Hitler’e iktidar yolunu açan (Wegbereiter) ilk şahıs işte tarihe ‘çok esrarengiz’ diye kayıt düşürterek geçmiş olan bu adamdır. Hitler, 1919’dan 1936’ya ve sonrasına kadar hep bu esrarengiz Baron’un kurduğu gizli örgütün üyeleri tarafından korunmuştu. Hitler’in avukatı ve Nürnberg’de idam edilmeden önce Hitler’in ailesiyle ilgili yahudilik iddiasını ortaya atan Hans Frank da Baron’un kurduğu Thule’nin üyesiydi.
Sayfa 122 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okudu
·
67 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.