kendimi, yükselen bir hayatın tüm coşkusuyla, çarçabuk hayatın reddine adamıştım. Kaderin kötü adaletine ve insanların soğuk ve sessiz düşmanlığına karşı -o zamanlardaki yegane mümkün- cevabını her şeyin sonsuz anlamsızlığına, gensel alçaklığa ve insanoğlunun kusursuz ve yıkılmaz mutsuzluğuna ikna idi.