Gönderi

171 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Görünmeyen Görünenler…
Distopik dünya perdesinin aralanarak bizi içine hapsettiği satırlar topluluğu… Bolca kan, şehvet, kavga içerir. Yaratılabilecek en dehşet sokaklardan birinde Alex’le olan gezintiye belki de çoğumuzun midesi tepki verecektir. Ama aynı romanın diğer bölümünde aynı tepkisel mide rahatsızlığını bu kez ana karakterimizde görüyoruz. Hem de karıncayı incitmeyecek tarzda şiddete karşı bir karakter olarak. Sonunda tekrar “adam bizim adam”… Kan bir kere değdiyse dişine bırakamazsın avcılığı, ardında av olma hali kesin gözükse dahi. Bizim halk edebiyatında devriye diye bir tür vardır. Doğduk, büyüdük, öldük. Başladığımız yere geri döndük. Alex’te de durum bu aslında. Gitti Aptalof, geldi Öküzof. Burada iğrençliklerin uç noktasından bahsetmek istemiyorum. Bugün tüm “Bu da olur mu?” dediğimiz bütün iğrençlikleri bazı insanlar bazı coğrafyalarda yaşıyor ne yazık. Onları görmezken bu kitapta olan bitene mide suyunuzu ekşitmek pek samimi bir davranış olmasa gerek. Yazar kesin bir yer-zaman belirtmediği için distopik deyip geçmek ne kadar kolay değil mi? Aslında Burgess bize demiş ki, “Alın size hikâye, gidin istediğiniz zamana ve mekana bürüyün.”
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · İş Bankası Kültür Yayınları · 202392,6bin okunma
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.