Muazzez ilerde duran arabayı görünce Yusuf'un yüzüne baktı:
- Bununla mı döneceğiz? dedi.
- Evet!
- Peki, bırak da başörtümü filan alayım. Hemen gelirim...
Sonra siyah ve çocuk gözlerini karşısındakine dikerek fısıldadı:
- Yoksa gelmem diye mi korkuyorsun?
Yusuf başını salladı:
- Gelirsin... Biliyorum...
- Öyleyse neden bırakmıyorsun?
Yusuf avucunda tuttuğu bileği sinirli bir hareketle sıkarak:
- Lüzumu yok! dedi. Sonra dudakları titreyerek ilave etti:
- Ne olursa olsun, artık seni hiç bırakmayacağım!