Gönderi

Bozkurtlar Diriliyor'da Zaman-Roman ile Tarihî Olayların İlişkisi Bozkurtların Ölümü'nde olayların tarihini sık sık veren Atsız, Bozkurtlar Diriliyor'da bunu yapmaz. Sadece romanın ikinci kısmının başlığında bir tarih verilmiştir: "İhtilâlden Kirk Yıl Sonra (679 yılında)" (s. 7). Birinci kısmın başlığı "İhtilâl Başarılamadıktan Sonra"dır. Burada kastedilen 639'daki Kür Şad ihtilalidir. İhtilalden dolayı korkuya kapılan Çin'in, Kök Türkleri Çin Seddi'nin dışına çıkarmasıyla bu kısım biter. Atsız tarih vermemiştir ama bu olayın 641'de olduğunu biliyoruz. Asıl olaylar ikinci kısımda, yani 679'da başlar, sekiz yıl sürer ve 687'de biter. Atsız'ın ikinci romanda tarih vermemesinin sebebi bence, birinci romana göre bu romandaki zaman aralığının çok kısa olmasıdır. Yine de roman ile tarihî olayların ilişkisini görebilmek için 679-687/692 yılları arasındaki Kök Türk tarihini özet olarak vermemiz uygun olacaktır: Kök Türklerin Aşide soyundan Wen-fu ile Feng-ci'nin önderliğinde Türkler ayaklanır. Aşina soyundan Ni-şu Beği kağan ilan ederler. İsyancıların sayısı 100.000'e ulaşır. Çin, 300.000 kişilik bir ordu çıkarır ve 680 baharında isyanı bastırır. Kağan ölür, isyancıların büyük kısmı teslim olur (s. 241-243). Kök Türklerden teslim olmayanlar Lang Dağı'nda mevzilenirler. Wen-fu bu defa Aşina soyundan Fu-nien'i kağan ilan eder (680). Çinli komutan, Fu-nien ile Wen-fu arasına nifak sokar. İki Türk grubu savaşır. Çinli komutan, kuzeye kaçan Fu-nien'e ani bir baskın yapar. Sıkıştırılan Fu-nien, Wen-fu'yu yakalayıp teslim edeceğine ve kendisinin de teslim olup generalin hizmetine gireceğine dair söz verir. Teslim olurlar. Fakat Çin sözünde durmaz; Fu-nien ve Wen-fu başta olmak üzere 54 Kök Türk ileri geleni başkentte idam edilir (681) (s. 243-244). Fu-nien yenildiği sırada Aşina Kutlug kaçarak Çogay Kuzı dağına ulaşır ve oradaki Kara Kum şehrine yerleşir. Dağılan Kök Türkleri toplar. 5.000 kişi olurlar (s. 245-246). Mülteci Kök Türklerin teftiş ve yönetiminden sorumlu olan Tunyukuk da kaçar ve Aşina Kutlugʻa katılır; İlteriş adıyla Kutlugʻu kağan ilan eder. Kutlug da onu apa tarkanlığa getirir ve askerî işlerin sorumluluğunu ona verir. (s. 247-252). 682'de Aşina Kutlug, Dokuz Oğuzlara hücum edip pek çok koyun ve at ele geçirerek güçlenmiştir. Kardeşlerinden Mo-ço'yu (daha sonraki Kapgan Kağan) şad, Tu-si'yi yabgu ilan eder (s. 252-253). 682-683 tarihlerinde İlteriş ve Tunyukuk komutasında çeşitli Çin eyaletlerine akınlar yapılır (s. 253-254).. 684'te İlteriş komutasında Çin'in So (Şuo) eyaletine akın yapılır. 684'te Dokuz Oğuzlar Çin'e ve Kıtay'a elçi gönderip Kök Türklere karşı ittifak yapmak isterler. Tunyukuk bunu öğrenip kağana arz eder. Kağan da orduyu aklına göre sevk et, der. Tunyukuk komutasındaki Kök Türkler, Dokuz Oğuzlara hücum eder. Toğla kıyısında yapılan savaşta Dokuz Oğuzlar yenilir. Kök Türkler Ötüken'e yerleşir (256-258). 686'da İlteriş komutasında So eyaletine, daha sonra da Tay eyaletine akın yapılır (s. 254). 687'de İlteriş ve Tunyukuk komutasında önce Çang-ping eyaletine, daha sonra So eyaletine akın yapılır (s. 254). 692'de İlteriş Kağan vefat eder; Mo-ço, Kapgan unvanıyla kağan olur (s. 255, 259). 682-692 yılları arasında Dokuz Oğuz, Kırgız, Kurikan, Otuz Tatar, Kıtay ve Tatabılara muhtelif seferler yapılır. Dokuz Oğuz akınlarından birinde İlteriş Kağan, Baz Kağanı öldürür (s. 259). Kök Türklerin ikinci döneminin başlangıç yılları, özellikle Toğla Savaşı'nın tarihi hakkında tarihçiler arasında farklı görüşler vardır. Giraud'ya göre savaş 682'de, Clauson'a göre 687'de olmuştur. Ben kitabımda 684 tarihini ileri sürdüm (Ercilasun 2016: 257-258). Saadettin Gömeç 687 tarihini kabul eder (Gömeç 2009: 114). Atsız, Türk Ansiklopedisi'ne 1972'de yazdığı “İlteriş Kutluğ Kağan" maddesinde bu savaş için bir tarih vermez. Toğla Savaşı dışında, Dokuz Oğuz, Kırgız, Kurıkan, Otuz Tatar, Kıtay ve Tatabılara yapılan seferlerin tarihleri de belli değildir. Bozkurtlar Diriliyor'da olaylar 679'da başladığı hâlde 679-681 arasındaki ilk isyanlar romanda yer almaz. Eserde 679 dışında bir tarih de verilmemiştir. Ancak romandaki olayları ve zamanla ilgili ifadeleri takip ederek tarihler hakkında bazı sonuçlara ulaşabiliriz: Kür Şad'ın eşi, Urungu'nun annesi 679 yılında ölür (s. 7-12). Urungu, "anası öldükten bir yıl sonra Taçam'ı" everir; kendisi de obasına veda ederek “bozkırların kucağına” atılır (s. 20). Bir yıl geçtiğine göre 680 yılındayız. İlkbahar biter, "yazın sıcaklığı" başlar. Tonyukuk Çin duvarından atlayarak kaçar; Kutluk Şad'a katılır; 17 kişi olurlar (s. 3538). Buna göre Tonyukuk'un kaçışı, Kutluk'a katılması ve 17 kişiye yükselmeleri 681 yazında oluyor. "Bozkıra yeni bir bahar" gelir; 700 kişi olmuşlardır. Kutluk Şad, kağan ilan edilir; devlet kurulmuş olur (s. 53-55). "Yeni bir bahar" ifadesiyle 681 yazından sonra gelen 682 baharı kastedilmemektedir. Bunu, 700 kişi oldukları zaman kağan ilan edilen İlteriş'in, Tonyukuk'a söylediği şu sözlerden anlıyoruz: "-Tonyukuk! Kurt başlı sancağı kaldırdığım zaman bana ilk katılan sen oldun. İki yıllık savaşlarda da yüksek bilgi ve aklınla işi iyi idare ettin." (s. 54). Demek ki iki yıl geçmiştir ve “yeni bahar", 683 baharıdır. Kuruluş törenlerindeki ozanu dinleyen Urungu, onbaşıdır ve onbaşılık rütbesi “Çinliler ve Kıtaylarla yapılan savaşlarda çok yararlık gösterdiği için" kendisine verilmiştir. Demek ki 681 yazı ile 683 baharı arasındaki "iki yıllık savaşlar" Çinliler ve Kıtaylarla yapılmıştır. Dokuz Oğuz kağanı Baz Kağanın Çin'e ve Kıtay'a ittifak için elçi göndermesi, Tonyukuk'un bundan haberdar olması, Tuğla kıyısında savaş ve Baz Kağanın ölümü ile ilgili olaylarda (s. 58-63) zamanla ilgili herhangi bir ifade kullanılmaz. Ancak, hemen sonraki bölümde, ordu Şandung seferinde iken "Güz aylarının gelmek üzere" olduğu ve Tuğla savaşında yaralandığı için Urungu'nun bu akına katılamadığı belirtilir. Urungu'nun o sırada "kırk sekiz yaşında" olduğu da kaydedilir (s. 64). Urungu 48 yaşında iken üç torunundan ve Taçam'ın yedi yaşındaki kızından bahse dilmesi (s. 64) romanda bir tarih yanılgısıdır. Taçam 680'de evlendiğine göre kızının doğumu 680-681'den önce olamaz. Dolayısıyla Urungu 48 yaşında iken torunu ancak 2-3 yaşında olabilir. Diğer iki torunun da daha büyük olamayacağı tabiidir. Olayların akışına göre Toğla Savaşı, güz aylarındaki Şandung seferinden önce olmuştur. 683 baharının sonlarında veya yaz aylarında. Urungu'nun yaşının 48 olması da bizi 683 yılına götürüyor. Gerek Bozkurtların Ölümü'nün sonunda (s. 271) ihtilal sırasında Urungu'nun 4 yaşında olduğunun belirtilmesi, gerek Bozkurtlar Diriliyor'un başında (s. 9) annesinin Urungu'ya “Doğduğun zaman Türkler Çin'e tutsak gideli beş yıl olmuştu." demesi, Urungu'nun doğum tarihinin 635 olduğunu gösteriyor. Bu durumda 48 yaş açıkça 683 yılına denk gelir. "Baz Kağan'ın ölümünden sonra Gök Türklere baş eğmeyip kuzeye çekilerek yeniden derlenip toparlanmaya çalışan Dokuz Oğuzlar”ın anlatıldığı bölüm “Güzle birlikte kuzeye soğuklar da gelmişti.” cümlesiyle başlamaktadır (s. 69). Ayrıca Çin'e elçi olarak gönderilip dönüşte, Gök Türklerin Şandung seferine rastlayarak bir şekilde Taçam'ı da tutsak edip Dokuz Oğuz obasına dönen Kuni Sengün'ün söyledikleri de olayların hemen arka arkaya geliştiğini gösteriyor: "Gök Türkler çok tetik davrandılar. Ben Çin kağanına çıkmadan bozgunumuzun haberi Çin'e geldi. Sonra da Gök Türkler Çin'e akın ettiler." (s. 70). O hâlde kuzeyde "küçük bir gölün kıyısına" Ay Hanım'ın 20-30 çadırlık obası kurulduğu sırada da tarih 683 güzüdür. Deli Ersegün, babasını öldüren Ay Hanım'dan öç almak için Dokuz Oğuzlara gider, fakat tutsak olur. Kışı orada geçirir. Dokuz Oğuzlar 100 çadır olmuşlardır. Bahar gelir. Gök Türklerin Dokuz Oğuzlar üzerine yürüyeceğini öğrenir ve yurduna gitmek üzere kaçar (s. 85-87). Demek ki Ersegün, 683-684 kışını Dokuz Oğuzlarda tutsak olarak geçirmiş, 684 baharında kaçmıştır. Seksen yaşındaki Binbaşı Pars, Batı Türk Eli'nden oğullarıyla birlikte yurduna dönerken Ölüm Uçurumu civarında Dokuz Oğuz obasına rast geldiğinde "yazın ilk günleri" idi. Dokuz Oğuzlar 200 çadır olmuşlardı; 300 çerileri vardı (s. 88-90). Buna göre 684 yılının yaz aylarına girilmiş oluyordu. Pars'ın Ay Hanım'dan İlteriş Kağana elçi olarak gitmesi, oğullarıyla birlikte İlteriş'e katılması, sonra da İlteriş'in elçisi olarak Urungu'nun da bulunduğu bir kafile ile Ay Hanım'a elçi olarak gönderilmesi ve bu arada hem Pars'ın, hem de Ay Hanım'ın, Urungu'nun kimliğini öğrenmesi gibi arka arkaya gelişen olayların hepsi 684 yazında olmalıdır. Yukarıdaki olayların geçtiği birkaç bölümden sonra gelen "Vu Katun'un Gözdesi" başlıklı 21. bölümde geçen olaylarla ilgili hiçbir tarih belirtisi romanda yoktur. Sadece Dokuz Oğuzların "beş yüz çadırlık bir el" oldukları ve "altı yüz kadar savaşçı” çıkarabildiklerinden söz edilmektedir (s. 135). 684 yazında 200 çadır iken 500 çadıra çıkmış olmaları aradan bir iki yıl geçtiğini düşündürtüyor. 200.000 kişiyle Gök Türklere saldırmak için hazırlanan Vu Katun'un komutanı Hoay-i, Tonyukuk'un casusları yüzünden saldırıya geçememiştir: “Başkumandan Hoay-i'nin Gök Türklere karşı iki yüz bin kişiyle yapacağı saldırış bir türlü anlaşılamayan sebepler yüzünden suya düşünce Vu Katun çok üzüldü." (s. 130). Bu olayın tarihini romandan tespit edemiyoruz ama Atsız, 1972'de Türk Ansiklopedisi'ne yazdığı "İlteriş Kutluğ Kağan” maddesinde, 686 yılında Gök Türkler üzerine "200.000 kişilik büyük bir ordu gönderen" Çinlilerin, "Çin kumandanının beceriksizliği yüzünden başarı” kazanamadıklarını belirtir (Atsız 2014: 93) 1972'de olayın tarihini 686 olarak belirten Atsız'ın 1949'da da aynı şekilde düşündüğünü tahmin edebiliriz. İlteriş Kağan'ın Bilge Tonyukuk´la birlikte 20.000 atlıyla Çin'e yaptığı başarılı seferin (s. 139–145) tarihi hakkında da romanda bir ipucu yoktur. Liu-Mau-Tsai, Çin'e yapılan Gök Türk akınlarının listesini vermiş tir. Buna göre 686'da sadece İlteriş komutasında So ve Tay eyaletlerine, 687'de İlteriş ve Tunyukuk komutasında Çang-ping ve So eyaletlerine ikişer akın yapılmıştır (Liu 2006: 567). Romandaki akın bunlardan her hangibiri olabilir. Gök Türklerin Dokuz Oğuzlara yaptığı ve Ay Hanım ile Urungu'nun ölümüyle sonuçlanan akının (s. 161-173) tarihi hakkında da romanda bir ipucu yoktur. Son Çin akınından sonra olduğuna göre bu olayı 687 yılına yerleştirebiliriz. Doğudaki Kök Türklerin birinci dönemiyle ilgili olarak sadece Çın kaynaklarında bilgi vardır. Bu sebeple Atsız da Bozkurtların Ölümü'nū yazarken, eseri kaleme aldığı dönemde bilinen Çin kaynaklarından (Fransızca olanlardan ve bunların Türkçe tercümelerinden) yararlanmıştır. Kök Türklerin ikinci döneminde ise Çin kaynakları yanında kendi kaynaklarımız da devreye girer. Türk bengü taşları (Kök Türk anıtlan), doğrudan doğruya Türkler tarafından yazılmış dönem tarihleridir. Bozkurtlar Diriliyor'daki olaylar, ilk kısım hariç, 679-687 yılları arasında geçer. Bu yıllarla ilgili en önemli Türk kaynağı Tunyukuk bengū taşıdır. Atsız da Çin kaynakları yanında büyük ölçüde Tunyukuk anıtina dayanmıştır. Fakat Tunyukuk anıtında hiç tarih verilmemiştir. Atsiz'in romanda açıkça tarih vermeyişinin bir sebebi de bu olmalıdır. Tarihi bugün dahi tartışılan Toğla Savaşı'nı Atsız'ın 683 olarak kabul ettiğini ve Baz Kağan'ı bu savaşta öldürdüğünü görüyoruz. Ay Hanım ile Urungu'nun ölümüyle sonuçlanan Dokuz Oğuz akını, bengū taşlarda umumi ifadelerle belirtilen akınlar arasındadır. Çin imparatoriçesi Vu Katun'un Buda rahipliğinden gelen gözdesi Hoay-i ve onun, Tonyukuk'un casusu Karabuka yüzünden yapılamayan seferi romanda genişçe yer tutar. Hoay-i gerçekten tarihî bir şahsiyettir, imparatoriçe ile samimi bir ilişki içindedir ve Buda rahipliğinden gelmiş biridir. İmparatoriçe Vu, emrine 18 general vererek onu başkomutanlığa getirmiş ve Kök Türkler üzerine yürümesini emretmiştir. Çin ordusu sefere çıkmış, fakat Türk ordusuna rastlamadığı için geri çekilmiştir (İsenbike Togan 2006: 238). Ancak bu olay romandaki gibi 686'da olmamış, 693 yılında olmuştur ve artık Kök Türk tahtında İlteriş değil Kapgan Kağan vardır. Romanda tarihî olaylar değil, kurmaca olaylar ağırlıktadır. Bilinen tarihî olaylar, kurmaca olaylar için bir zemin teşkil eder. Bozkurtların Ölümü'nden farklı olarak bu eserde aşk ön plana çıkar. Urungu ile Ay Hanım'ın aşkı romanın asıl eksenini oluşturur. Birçok gerilim ve iç çatışma, bu aşk etrafında yaşanır. Deli Ersegün'ün Ay Hanım'a âşık olması da diğer bir iç çatışmaya yol açmıştır. Bilge Tonyukuk'un Çin'de ve Dokuz Oğuzlar içinde casusları olduğu, onun geniş bir istihbarat ağına sahip bulunduğu muhakkaktır. Bunu, kendi diktirdiği anıtın satır aralarından anlıyoruz. Atsız da bunu fark etmiş ve Tonyukuk'un Çin sarayına soktuğu Karabuka'yı (Yinşao'yu) kurgulamıştır. Bu casus etrafında dönen entrik olaylar da romandaki gerilimi artırmıştır. Bozkurtlar Diriliyor'da sadece 679-687 yılları arasındaki olaylar yoktur. Sık sık geriye dönüş tekniği uygulanır ve eski tarihler hatırlanır. Bozkurtların Ölümü'ne göre bu romanda geriye dönüşler daha fazladır. Bu da son derece tabiidir; çünkü bazı geriye dönüşler önceki romanla ilgilidir. İlk geriye dönüşler romanın hemen başındadır. Ölüm döşeğinde bulunan annesi, Urungu'ya geçmişle ilgili bazı şeyler anlatır. Kurmaca bir şahsiyet olan Urungu'nun 679'dan önceki biyografisini bu anlatımdan öğreniriz. Urungu, babasının Kür Şad olduğunu da o zaman öğrenir (s. 8-11). Ölmüş olan annesinin başında beklerken eski hatıralar Urungu'nun gözünde birer birer canlanır (s. 12-19). Okuyucu, Urungu'nun biyografisinin bir kısmını da bu hatıralardan öğrenir. Bozkurtların Ölümü'ndeki kahramanlardan biri Bozkurtlar Diriliyor'da da yer alır. Bu Binbaşı Pars'tır. 80 yaşına gelmiştir. Oğullarıyla birlikte Batı Türk Eli'nden yurduna dönerken Ölüm Uçurumu'nun yanında eski günleri hatırlar (s. 88-89). Bunlar birinci romanda geçen olay ve şahıslara dair hatıralardır. Binbaşı Pars, Urungu'nun kimliğini araştırırken de sık sık eski günleri hatırlayacaktır.
122 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.