Gönderi

"Başkaları da seni sevdiğini, seveceğini söyleyebilir, senin için çabalar gibi görünebilirler fakat sana sadakat ile bağlı kalabilecek bu dünyada kaç kişi vardır?"

"Seni olduğun gibi kabul edebilecek kaç kişi vardır? Senin ruhunu görebilecek kaç kişi vardır? Ben seni oldukça çok beğeniyorum, doğru fakat bu değil mesele. Ben seninle yaşadıklarımıza sadığım. Ben seninle yaşadığımız anılarımıza, geçirdiğimiz sade ve tatlı zamanlarımıza bağlıyım. Ben senin içindeki insanlığa, iyiliğe, merhamete sevgiyle bağlıyım. Ben senin düşünceli, hassas, ince kadınsı ruhuna aşığım."

"Benim gördüğüm sadece senin dış görünüşün veya bana nasıl davrandığın değil. Ben senin kötü davranırken bile bunun aslında içindeki iyiliğe dair bir tezahür olduğunu bilirim."

"Mesela sen dünyaya ve insanlara dair iyi şeyler düşünürsün ve bunları diğerlerinden beklersin, hakkındır da. Fakat onlar bunları yeterince anlamaz. Onlar senin kadar ince düşünemez. Sen de sonra onlara kızarsın. Belki kötü de davranırsın. Oysa aslında senin içinde ne güzellikler gizlidir. Gerçek hazineyi görebilen, fark edebilen insan sayısı ne kadar azdır. Senin içindeki güzellikleri görebilmek için insanın sana ruhuyla bakması gerekir."

"Senin küçüklük fotoğraflarına bakarken kendimden geçer gibi olmuştum. Çok güzel zamanlardı birlikte. İleride hep sana benzer bir kızım olsun diye hayal etmiştim. Gelecek günler neler getirecek göreceğiz. Umarım seninle biz, yeniden..."

"Seni kendimden biri olarak görüyorum. Sana birey olarak değer veriyorum elbette fakat sen ayrıca benden bir parçasın da. Sen yabancı değilsin bana. Ben en çok sana aşinayım. Kendimde en çok seni görüyorum ben." - Jack Brighty

"Sana değiştiğini söylesinler, kim umursar? Belki başkaları, belki en yakınların. Fakat ben sendeki en küçük benzerliği dahi anlarım. Doğrunla yanlışınla her şey, seni sen yapmıştır, evet. Fakat ben sendeki güzellikleri bulup çıkarırım. Sende iyiye dair ne varsa yakalar, çoğaltırım. Ben seni mutlu etmek için elimden geleni yaparım. Zira ben en çok seni severim, senin için çabalarım." - Jack Brighty

"İnsanın istediğini bilmesi, yalnızca onu istemesi çok değerli bir şey. Bu insana iyi hissettiriyor. Bana iyi hissettiriyor. Yolun uzun olması, çabanın, acının, üzüntünün yol boyunca karşına çıkması yine de buna rağmen devam etmesi insanı güçlü kılıyor. Yol boyunca düşünüyorsun, büyük bir heyecanla, sevinçle... Her duyguyu yaşıyorsun, her şey var, bir tek onun kendisi yok. Fakat ruhlar uzaktan da birbirlerine ulaşabilir, öyle değil mi? Ben buna inanıyorum. İlahi bir şeyler var ve insanlar birbirlerini görmeden de duymadan anlayabiliyor, hissedebiliyor." - Jack Brighty

"Ben biliyorum ki seni en çok annen seviyor. Sen ne kadar hırçınlaşsan da hatta bazen onu üzsen de seni en iyi annen anlıyor. Seni en iyi o biliyor. O yüzden benden bile çok seni en çok annen seviyor." "Çünkü annen seni yetiştirdi. Seni büyütürken sendeki güzelliklere en çok o şahit oldu. Sen tatlı, şirin bir çocuktun, annen ise sana hayrandı. En çok o sevdi seni. Zira en çok o şahit oldu sendeki hazinelere." "Gönül gözüm görüyor, hissediyor. Sen ve annen. Biri sevdiğim, diğeri kıymetli büyüğüm. Hissettiklerim bana doğruları söylüyor, inanıyorum."