Gönderi

Her şeyin bir abajurun mavilikleriyle gizlenmiş gibi göründüğü son derece sade bir kütüphane. Camların arkasından Proust ve tüm Pléiade'ın kokusu geliyordu. Bol bol kitap okunan, pipo tüttürülen ve bilgece sözlerin dinlendiği bir parça hayalci, her daim boş İngiliz koltukları vardı. Kitapların yerini duvara bıraktığı alanda yumuşak ellerin tuttuğu iki dingin beyaz mask duruyordu. Epey eski bir masanın üstünde bir buket çiçek, yüzünün daha hoş görünen tarafını halka sunan yaşlı bir soytarı gibi okyanuslarını gösteren bir yerküre bulunuyordu
Sayfa 63
·
36 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.