Gönderi

Bir sabah kalkıp aynanın karşısına geçtiğimizde, yıpranmış ve yaşlanmış yüzümüze sanki her zaman öyleymiş gibi bakacağız. Zaman usul usul alıştıracak bizi. Günler hiç geçmiyormuş gibi, ağaçlar yapraklarını henüz dökmemiş, o en sevdiğimiz bayramlığımız daha küçülmemiş,kalbimiz hala çocuk,lakin koşmaya gayretimiz yokmuş gibi yaşayacağız. Unutacağız! Dünü, bugünü ve yarını zihninizden atacağız. Gönlümüze ağır gelen şu günlerin hepsini maziye bırakacağız. Keşkeler kafilesi gelecek sonra kapımıza. Keşke sevdiklerimiz ile daha çok vakit geçirseydik. Keşke o gün o insanın kalbini incitmeseydik. Daha çok okusaydık. Daha çok gezseydik. Sevseydik. Sevginin ayıplandığı şu çağda, tüm ömrümüzü sevda üzerinde demleseydik. Gidebilseydik. Allah'a yürümekten çok, koşabilseydik. Keşke o günlere geri dönüp, bugünlere hiç gelmeseydik. Sayıklayıp dururken azalan ömrümüzden bir gün daha geçecek. Ne kadar çok diretsek de son pişmanlık fayda etmeyecek. Geceyi kucaklayıp sabaha yenileceğiz. Gülü sevip dikenine katlanmayacağız. Karanlık saydığımız bu günleri, o gün mum ile arayacağız. Ne yaparsak yapalım zamanı durduramayacağımızı unutmayalım olur mu? İnsan olmaktan çok,insanlığa layık olmak için yaşayalım. Sevelim,sevilelim,gülelim,ağlayalım. Bugün sulayacağımız çiçeği yarına bırakmayalım.
··
422 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.