Gönderi

Erkek eli değmemiş bir kadınla evlenmek, neden bu kadar önemliydi? Erkeklerin, çocuklarının gerçekten kendilerine ait olduklarından emin olmak istedikleri için zinanın yasaklanmış olmasını anlamak kolay olsa da cinsel deneyim yaşamamış bir kadınla evlenmek konusunda benzeri bir gerekçe söz konusu değildir. Eğer bir kadın, evliliğinin üzerinden dokuz ay geçmeden bir çocuk doğurursa, kocasının çocuğu sahiplenmeme hakkı vardı. Fakat antik hukuk bu yönde işlemiyor, kadınların ve kızların cinsel olanaklarını engelleyerek kuralları ihlal edenleri cezalandırıyordu. Bekaret takıntısı hakkındaki açıklamalar, erkeklerin “sıkı bir bedene” duydukları arzunun yanı sıra satın aldıkları “malın” yepyeni olduğundan emin olma istekleriyle sınırlı görünmektedir. Öte yandan bekaret düşkünlüğü -pek çok kültürde günümüze kadar gelmiştir ve erkeklerin bakir olmaması asla sorun edilmemiştir- büyük olasılıkla, erkeklerin kadınları kontrol edip hakimiyet altına almalarının bir yoluydu.Bakire bir gelin almak, kocası için güç göstergesiydi ve onu evlilik öncesinde bozulmamış halde korumak, babalar ve erkek kardeşler için bir kontrol testiydi.
·
239 görüntüleme
Merve N. okurunun profil resmi
"Asurlu bir baba, kızı gönüllü olarak bekaretini kaybetse bile kayıp bekaretten kazanç elde edebilirdi. Bu durumda kızın sevgilisi başlık parasının üç katını ödemek zorundaydı ama kendi karısını istenildiği gibi kullanılsın diye vermesi icap etmiyordu. Onun yerine, baba öfkesini kızından çıkarmaya teşvik ediliyordu: “Baba kızına istediği gibi muamele edebilir.” Bu cümle, babanın çocuklarına yapabileceklerine sınır koymadığı gibi yasal bir aşırılığı da ifade ediyordu. Her halükarda evlendikten sonra kadınlara daha iyi davranılmıyordu. Bir kocanın karısını kırbaçlayarak, döverek, saçını çekerek ve kulağını keserek cezalandırabileceğine dair apaçık yasalar ortadaydı."
Merve N. okurunun profil resmi
"Ur-Nammu döneminde nişanlı bir bakireye tecavüz etmiş bir adam ölümle cezalandırıldı. Bu ceza, kıza karşı işlenen suçtan ziyade müstakbel damadın kıza sahip olacak ilk kişi olma hakkının elinden alınmasına işaret etmektedir. Yaklaşık bin yıl sonra, Asurlular dönemine gelindiğinde yasalar daha karmaşık ve, Asur geleneğine uygun şekilde, daha acımasızdı. Nişanlı kızlara tecavüzün cezası her zaman olduğu gibi ölümdü ama yasa henüz evlilik sözü almamış kadınlara tecavüze de dikkat ediyordu artık. Böyle durumlarda kızını bakireler için öngörülen yüksek fiyata evlendirme şansını yitirmiş babaya da kefaret ödenirdi. Baba, tecavüzde bulunana dava açabilir ve eskiden bakire olan kızının başlık parasının üç katını alabilirdi; sonrasında tecavüzcüyü kızıyla evlenmeye zorlayabilir ya da kızını başka birine verebilirdi. Lekelenmiş bir kızın başlık parası “serbest piyasada” daha düşüktü ama yine de baba kârlı çıkıyordu. İşin içine tatlı bir intikam duygusu katmak için, Asurlu babalar böyle durumlarda tecavüzcünün karısını kendine köle olarak alıp istediği gibi kullanma seçeneğine de sahiptiler. Böylece bir adam bakire bir kıza tecavüz ettiğinde, iki masum kadın bundan zarar görüyordu: Belki de hayatının geri kalanını kendisine tecavüz eden adamla geçirmeye babası tarafından zorlanacak kurbanın kendisi ve tecavüzcünün, kurbanın ailesinin kin dolu çevresine teslim edilecek karısı."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.