Gönderi

Geçmişinin tutsağı olan insan, içsel dünyasına inebilme özgürlüğüne sahip değildir; sürekli kendisini gözlemler ve yargılar. Özgür insan ise kendini gözlemlemeden hayata katılır. Bu, gerilim boşaltmak amacıyla yapılan taşkın davranışlardan farklı, bilinçli bir katılmadır. O andaki içsel yaşantısını algılayabilmeyi ve bunu "hissettirebilmeyi" içerir. Bazen yaşanılan bir duygu dile getirildiğinde bu, yaşanılan şeyi hissetmek ve hissettirebilmekten çok, yeni bir yaşantı olabilir. Yaşanılanın ne olduğunu anlatan düşünce kendini yaşama anlamına gelmez. Çünkü insan kendini yaşadığında içerik yerine süreç vardır. Yaşanılanlarla davranışlar aynı anda bir bütün olarak ortaya çıkar. Başka bir deyişle, insan o anda "nasıl" yaşıyorsa öyle "olur"!
·
33 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.