Gönderi

1618 Lokma da, nükte de kâmile helâldir. Sen kâmil değilsin. Yeme, ve dilsiz gibi ol, söyleme. 1619 Sen kulaksın, yâni dinleyeceksin, O dildir, yâni söyleyecektir. Cenâb-ı Hak, dinleyecek kulaklar için susun buyurmuştur. 1620 Çocuk evvelâ süt emer ve bu hâlde bir müddet sükût eder, âdetâ kulak kesilir. 1621 Ona bir müddet susmak ve söylenilen sözlerden lâkırdı öğrenmek lâzımdır. 1622 Çocuk işittiği sözlere kulak vermez de söylenecek olursa kendisini cihanda dil­siz yapar. 1623 Doğuştan sağır, ki aslında onun işitmek hissi yoktur, dilsiz olur. Nasıl cûş u hurûşa gelir de söz söyler. 1624 Çünkü kelâm için evvelâ dinleme lâzımdır. Binâenaleyh söz istikametine kulak yolundan gel ve gir. 1625 Evlere kapılarından girin. Garaz ve maksatları da sebeplerinden arayın. 1626 Kulak yoluna bağlı olmayan bir nutuk varsa o da tama’sız ve garazsız olan Allah kelâmıdır. 1627 Cenâb-ı Hak bir mübdî’dir ki yarattıklarını modele bakarak yapmamıştır. 1628 Allah’tan başkası ise hem sanatlarda, hem bir sözde üstâda tâbi ve örneğe muhtaçtır.
Sayfa 164
·
24 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.