Gönderi

Yoksul bir köylü oturmuş Mındik kayasının karşısına... Demiş ki: "Mındik kayası köfte olsa, Botan'ın ırmağı da turşu suyu olsa....Bir köfteden ye, bir turşu suyundan iç. Ye Allah ye, keyfine bak." Açlık gerçeğinden kaynaklanmış bu öyküler güldürücü, ama düşündürücüdür; o yöre insanının karayazısını yansıtır. Halk darıekmeği yer. Konukları olursa soğan ile darı ekmeğini sofraya koyup der ki: "Nan-ı gilgil (darı ekmeği), hazret-i pivaz (soğan) ye kurban olayım, sana feda olsun." Bu öyküler beni çok düşündürmüştü. Çevrenin durumunu yakından izliyor, halkla ilişkiler kuruyordum. Türkiye'nin gerçeklerine ayaklarımı basıyordum. Ne var ki bu gerçekleri değerlendirip yorumlamak, bir senteze ulaşmak başka ve çok zor bir iştir.
·
21 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.