Gönderi

Merdivenden yukarı çıkarken parmaklarımı amcığına sürterdim, o da at gibi kişnerdi. Benimle neredeyse yaşıt olan oğlu yatmışsa kapıları kapatıp kendimizi mutfağa kilitlerdik. Onu dar mutfak masasına yatırıp köklerdim. Harikuladeydi. Bunu daha da harikulade kılan her seferinde bir yandan kendime, “Bu son... Yarın topuklayacağım!” dememdi. Hem o hem de oğlu veremliydi... Masada nöbet geçirmedikleri enderdi. Bazen durumun umutsuzluğu gırtlağıma yapışır, giyinip yürüyüşe çıkardım. Bazen dönmeyi unuturdum. Bunu yaptığımda kendimi her zamankinden daha da aşağılık hissederdim çünkü huzünlü gözleriyle beni beklediğini bilirdim.
Sayfa 178Kitabı okudu
·
71 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.