Rüzgara Fısıldayan Kadınlar kitabında tanımış ve eserine tam anlamıyla aşık olmuştum. Bu kitabını görünce de duramadım tabi ki, hemen okumaya başladım. Ama bu diğerinden çok daha farklıydı. Kitap iki bölümden oluşuyor: ana karakterimiz Mehlika' nın ağzından onun yaşadıklarını okuduğumuz bölüm ve geçmişte yaşamış Ressam Ferit'in günlüklerinden. Fakat Ressam Ferit'in olduğu bölümler yoğun bir Osmanlıca,Arapça kelimelerin harmanlanması olduğu için iki bölüm sonra Ressam Ferit'i okumayı bıraktım. Kitaba Mehlika'nın ağzından devam ettim. Mehlika beklediğim gibi (Mahsima Hatun gibi
Rüzgara Fısıldayan Kadınlar) bir ana karakter değildi. Kitapta çok fazla tarihî bilgi vardı, sonlara doğru boğucu gelmeye başladı. Açık konuşmak gerekirse kitap bana göre değildi. Ya da
Rüzgara Fısıldayan Kadınlar'dan sonra okuduğum için beklentim yüksek başlamıştım ve beklentimi karşılayamadı.