On üç öykü, on üç içe dönüş yahut içe kapanış.. Gözlem yeteneği gelişmiş cüretkâr bir yazarla tanıştım. Okurken biraz şaşırdım, biraz bunaldım, biraz boşluğu seyre daldım.
Bu kitap "ötekiler"in öykülerini içermekte. Ötekiler: fahişeler, hırsızlar, dolandırıcılar, kimsesiz ölüler, gayri meşru çocuklar, çingeneler... Her gün yanından öylesine geçip gittiğimiz, yokmuş gibi saydığımız, var olduğunu bile çoğu zaman hatırlamadığımız ötekiler.
Yazar, toplumun ahlaki olarak tanımladığı eylemleri sorgulamakta, cüretkâr tasvirler yapmakta, cinsiyetçi söylemleri sansürsüz bir biçimde dile getirmekte, okuru kutsal olduğunu varsaydığı kavramları sorgulamaya sürüklemekte.
Sunuş bölümünde Şahabettin Süleyman'ın belirttiği gibi bu kitapta Selahattin Enis'in temiz olmayan şeylere karşı gösterdiği ruhsal tutkunluğu görebiliriz. Bu kitabı toplumsal gerçekçiliğini çarpıcı bir örneğini okumak isteyenlere öneriyorum. Ancak depresyon sürecinde okunmasının uygun olmayacağını düşünüyorum.