"Adın ne?" diye sordum ona.
Kapımın önünde duruyorduk.
Durdu. Şaşırmıştı. Belli belirsiz çenesini kaldırdı. Ben sorumdan pişman oluncaya kadar gözlerini yüzüme dikti.
"Adımı bilmek istiyorsun demek."
Kasten yapmadım ama gözlerimi biraz kıstım. "Warner soyadın, değil mi?"
Neredeyse gülümsedi.
"Adımı bilmek istiyorsun."
"Bunun bir sır olduğunun farkında değildim."
Öne yürüdü, dudakları seğirdi. Gözlerini yere indirdi, gerilmiş dudaklarının arasından hızla nefes aldı. Eldivenli parmağını yanağımdan aşağıya kaydırdı.
"Sen bana seninkini söylersen ben de sana benimkini söylerim."