Gönderi

(Sıcak, ümitsiz.) Sakin ol, balık! Çıkarma, lütfen. Böyle hoşuma gidiyorsun, balık! Şu gülünç saç tıraşına rağmen! Bu saçları da Rusya'dan getirdin, öyle mi? Gözlüğün, ba- cağın, sonra bu kısa, güdük saçlar. Görüyorsun ya, nasılanladım. Seninle alay ediyorum sanma, balık! Hayır, ba- lık, ben yapmam bunu! Öyle harikulade bir mahzunlu- ğun var ki, zavallı mahzun hayalet: bol ceketin içinde, saçlarınla, kaskatı bacağınla! Bırak, balık, bırak. Ben gü- lünç bulmuyorum. Hayır, balık, senin öyle harikulade bir mahzunluğun var ki! Biçare gözlerinle yüzüme bak- tıkça hüngür hüngür ağlayasım geliyor. Sen hiç konuş- muyorsun. Bir şey söyle, balık, lütfen! Ne olursa olsun, bir şey söyle. Varsın anlamsız olsun, ama söyle! Konuş, balık, dünya öyle korkunç sessiz ki! Konuş da bitsin bu büyük yalnızlık. N'olur aç ağzını, balık adam! Bütün gece, böyle ayakta durma. Gel. Otur. Şuraya, yanıma. Öyle uzakta durma, balık! Çekinmeden yaklaşabilirsin, nasıl olsa beni ancak bulanık görüyorsun. Gelsene! İster- sen yum gözlerini. Gel ve konuş ki bir şey çıksın ortaya. Sessizliğin dehşetini duymuyor musun?
44-45
·
18 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.