Gönderi

“İnsan bazen kendi içindeki gizli kapıların bile yerlerini bilmiyor. Bazen bir rastlantıyla ya da karşısına beklenmedik bir anda çıkan biri sayesinde öğreniyor. Tıpkı o gizemli eski zaman kentlerine, sonsuza dek bütün kötülüklerden, yabancılardan, bilinmeyen güçlerden gizlenmeye çalışan bir kralın tapınağına girmiş gibi, duvarlara yazılı okunamayan sözcüklerle, bilinmez dillerle, çözülmemiş resimlerle, size ne anlatmak istediğini anlayamadığınız işaretlerle karşılaşıyordunuz. Ama belki de asıl yanıltıcı olan, bütün bu unutulmuş sözcüklerin, işaretlerin, şifrelerin sizin bildiklerimize benzemesiydi. Evet, benzer ama aynı değil. Sözdizimi herşeyi değiştiriyordu. Bu işaret, binlerce yıl sonra bambaşka bir anlama geliyordu. Çok tanıdık sandığınız sözcükler aslında çözemediğiniz bir başka hikâye anlatıyordu. Ama biliyor musunuz bence, en güzel an oydu işte. Binlerce yıl sonra ilk kez dokunulan bir kapının açılışı sizi ürpertici bir rüyanın içine çağırdığı an…”
·
115 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.