Gönderi

Kötümser olduğum zamanlarda sanatın anlamını bile sorgular olurdum. Kimin içindi? Tanrı'yı mı tasvir ediyorduk? Kendi kendimize mi konuşuyorduk? Nihai amacımız neydi? İşlerimizi Modern, Met ya da Louvre gibi bir sanat sirkinde kafese koymak mıydı? Yana yakıla dürüstlük ararken kendi içimde dürüst olmayan bir şeyler bulmuştum. Neden kendimi sanata adayacaktım ki? Kendimi tanımak için mi, yoksa sanatın kendisi için mi? Bir aydınlanma vaat etmiyorsa o kalabalığın içine bir şeyler sokuşturmaya çalışmaya ne gerek vardı?
·
27 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.