Günün birinde parkta dolaşırken bir sıraya oturmuş ağlayan bir kadın görmüş. Merakı uyanmış. Yanına oturmuş, yardım edip edemeyeceğini, neden ağladığını sormuş. Kadın sevgi olmadığı için ağladığını söylediğinde ne kadar şaşırdığını gözünüzün önüne getirebilirsiniz. "Çok şaşırtıcı!" demiş, "Sevginin olmadığına inanan bir kadın!" Elbette kadını daha yakından tanımak istemiş.
"Neden sevginin olmadığını söylüyorsun?" diye sormuş.
"Uzun bir öykü" diye yanıtlamış kadın. "Evlendiğimde çok gençtim. Sevgi ve yaşamımı o adamla geçireceğim yanılsaması ile doluydu içim. Birbirimize bağlılık, saygı, onur sözleri verip bir aile kurduk. Ama kısa zaman sonra her şey değişti. Ben kendini çocukları ve evine adayan kadın oldum. Kocam işinde yükselmeyi, başarılarını sürdürdü. Evin dışında yarattığı imge onun için ailemizden daha önemliydi. O bana, ben ona duyduğumuz saygıyı yitirdik. Birbirimizi yaralamaya başladık. Bir an geldi, onu sevmediğimi, onun da beni sevmediğini keşfettim.