Gönderi

Yeminli düşmanımız olan Şeytan, her gün bizlere gelip adeta şöyle diyor: "Aman, çocuklarınızı okutmayın! Haksızlıklara boyun eğin! Ezilen insanları, "neme lâzım!" deyip görmezlikten gelin! Allah'ın dinine saldırıldığını görsen de, kendi menfaatın açısından sesini çıkarma! Fenālıkları düzeltmek sana mı kaldı? Bir makam elde edinceye kadar konuşma; hatta namazını bile, kimse farkına varmayacak şekilde, imâ ile kıl, gerekirse terket, kılma! Etliye, sütlüye karışma! Sana ne insanların ezilmişliğinden, sürünmelerinden, bin bir çeşit insan canavarı tarafından sömürülmelerinden, hortumlanmalarından, köleleştirilip, ellerinden şahsiyetlerinin alınmasından... Zulmü ve zulmedenleri görme! İnsanlara zulmedildiğini görünce, görmezlikten gel ki seni de o zihniyette sanmasınlar! Ara sıra da olsa, Allah düşmanlarının toplantılarına katıl ki, seni kendilerinden bilsinler ve seni üst makamlara getirsinler! Bunun için de kendini, kendi sıfatlarınla değil, inanmayanların sıfatlarıyla sun, kendini inanmayanlar gibi tanıt! Bir kadeh şaraptan bir şey olmaz; zamana uy gitsin! Ortam neyi gerektiriyorsa, o şekilde görün! Haklının yanında değil, güçlünün yanında ol!" İşte Şeytan'ın her gün bize yaptığı bu telkinler, Adem (a.s)'a yapılan telkinlerin aynısıdır. Şu farkla ki, biz insanlar, Cennette değil, dünyada yaşıyoruz.
·
33 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.