Müslüman ve gayrimüslimlerin tebaasında yaşadığı bir devlet olmasına rağmen halkın huzur ve güven içerisinde bir yaşam sürdüğü tarihte görülmektedir...." Cümlesinden sonrasını okumaya değer bile görmedim. Bu yazının sahibi bilmelidir ki: Gerek batılı oryantalistlerin gerek, gayriresmi Türk tarihçilerinin çalışmaları, bizlere Osmanlı'nın sadece gayrimüslimlere değil aynı zamanda Anadolu Türklerine düşman bir devlet olduğunu açıklarlar Ziya Gökalp: Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak adlı çalışmasında, Osmanlı egemenlik sistemini; Ne Türk, Ne Kürt,Ne Arap, Ne Arnavuttu, Bütün Milletlere düşman bir topluluktu. Bu Topluluk, lazla eğlenir, Kürtü küçümser, Türkü aşağlardı diyerek Osmanlı'nın kendi tebaasına karşı görüşünü açıklar. Osmanlı denilen mekanizma, başka toplumların zenginliklerine, birikimlerine göz koyup, hiç merhamet göstermeden yağma ve talana girişen despot bir yönetimdir. Osmanlı, kendi halkına yabancılaşmış, devşirme ve despotik bir devlet geleneği olduğundan, onu savunarak halktan ve demokrasiden yana olmak mümkün değildir.Osmanlı ile övünmek demek, tebaa olmayı içsellestirmek, başkalarının bizim tebaamiz olduğu günleri özlenir kılarak bugünkü geriligimizin kompleksini gidermemiz demektir. Eğer bir Türk tarihî yazılacaksa, bunun Osmanlı'ya karşı bir tarih olmak zorundadır. Çünkü Osmanlı saray ve çevresi dışında kalan tüm halklara düşman ve zalimdir. Bunun dışında; Din devletlerinde resmi dinin dışında ki dinlere yer olmadığı gibi dinsel dogmayı ve uygulamaları da sorgulamaya olanak yoktur. Dünyanın adaletle değil mevcut eşitsizlik ve güç ilişkileriyle devamını isteyenler, insanın hak ve özgürlükleriyle değil,.kadere razı tebaa olarak kalmasını isteyenler, dinin toplumsal etkinliğinin güçlendirilmesi yoluna giderler.