Dün akşam aldım seni yanıma; gücenikliğini aldım,vazgeçişini; ilk karşılaştığımız günkü sesini; benim dönüp dönüp gidişlerimi, senin gittikçe bir kuyuya benzeyen suskunluğunu…
Yolların kentten koptuğu bir uzaklığa varıp durdum. Sonra bir ağacın yalnızlığında oturdum. Üşüyen yerlerini satın aldıkları kirpiklerinin dışındadır. Sana dünya uzaktan gösterdim. Güneşin büyüsünü, taşların sesini duyurmak; Dağların yerini nasıl değiştirdiğini. Onca çokluğuna karşı yıldızların yalnızlığından söz ettim. Hiçbir şeyin bize uzak olmaması. İnsan sustuğu yerde yenilmez her zaman, dedim.