Gönderi

Cücegazuv’un büyük diyarı ve şehri. Ezgisi
Dünya gençti, yemyeşildi dağlar Lekelenmemişti Ay’ın yüzü daha Ne derelere isim konmuştu, ne taşlara Durin uyanıp tek başına dolaşttğıdaa. isimsiz tepelerle vadilere isimler verdi; Henüz tadılmamış kuyulardan su içti; Eğilip baktığıma Aynagöl’e Gördü başının gölgesi üzerinde Yıldızlardan yapılmış bir tacın belirdiğini Sanki gümüş bir ipe dizilmiş mücevherler gibi. Dünya saftı, dağlar yüce mi yüce; 0 eski günlerde, çok daha önce Devrilişinden Nargothrond’un yüce kralının Ve göçmesinden Gondolin’in Batı Denizlerinin ötesine, Saftı DünyaDurin’in Günlerinde. Bir Kral’dı o, oymalı tahtında Sütunlarla dolu salonlarında Gümüş zemin, altın çatı Güç riinleriyle örtülüydü kapı. Güneş, yıldız ve ay ışığı Doldururdu billur lambaları, Ne bulut örter ne de gölgelerdi gece Pmldardı sonsuza dek zarafetle. Oradadöverdi çekiçler örsü, Hakkâk yazardı, yontardı keski; Orada dövülürdü kılıç, bağlanırdı kabzası, Kazıcı kazar, örerdi duvarcı. Orada beril, solgun opal, inci Ve metal işlenirdi balık pulları gibi, Kalkanlar, zırhlar, baltalar, kılıçlar Yığınlaydı parıl parıl parlayan mızraklar. Yorulmazdı o zamanlar Durin ‘in halkı; Dağların altında müzik uyanırdı: Harpçılar harp çalar, okurdu ozanlar Kapılarda durmadan öterdi borazanlar. Dağlar yaşlı, dünya kül rengi, Demirhanenin ateşi küllenmiş buz gibi; Çalman harp, düşen çekiç yok artık: Durin’in salonlarında tek yaşayan karanlık; Bir gölge uzamyorşimdilerde Moria, Khazad-dûm’daki mezarı üzerinde Ama batmış yıldızlar görünüyor hâlâ Karanlık ve rüzgârsız Aynagöl sularında; Tacı orada, derin sularda yatar Durin tekrar uykusundan uyamncaya kadar.
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.