Kıyametin vakti belirsizdir; belirli olsaydı,
ilk ve orta çağ insanları ne de olsa bizimle alakası yok diyerek kıyamet hakikatine karşı duyarsızlık içinde kalırlar, son
çağın insanlarıysa hayatın anlamsızlığı içerisinde yaşamlarını sürdüremez ve sorunlu bir psikoloji içerisine hapsolurlardı.
Bu durumda bilim, teknoloji ve sanat, ne de olsa artık ihtiyaç olmayacak düşüncesiyle ilerleyemezdi. Kıyamet zamanının
belirsizliği bütün çağların kıyamet gerçeğinden istifadesine
insan ecelinin belirsizliği de, her insanın hem yaşama ümidi taşıyarak dünya işlerini şevkle yapmasına, hem de ölümle her
an karşılaşma olasılığından dolayı âhiret hazırlığına vesile olmaktadır.