Eğer sahife-i alemde tarihî bir nazarla dikkat ve cem'iyyet-i beşeriyyenin mesavisinin esasları teftiş edilse görülecektir ki, bütün ihtilâlât ve fesadın asıl ve madeni ve bütün ahlâk-ı rezilenin muharrik ve menbaı, tek iki kelimedir... O iki kelimenin imtizacından bomba gibi, küre-i arz patladı ve izdivacından, medenî insanlardan canavarlar doğdu.
Birinci kelime: Ben tok olsam, başkası açlıktan ölse bana ne?
İkinci kelime: İstirahatım için zahmet çek, sen çalış ben yiyeyim.
Merhametsiz, nefisperest olan birinci kelime-i gaddâredir ki, alem-i insanı zelzeleye getirip, kıyameti kopmak üzeredir. Şu kelimenin ırkını kesecek, tek bir devası var ki, o da zekâttır ve zekâtın mükemmili olan sadâkatdır. Ve onun mütemmimi olan karz-ı hasendir.
Haris, hodgâm, zâlim olan ikinci kelimedir ki, beşerin terakkiyatını öyle sarsıyor ki, here ü merc ateşine atmak üzeredir.
Şu dâhiye-i dehyanın tek bir devası var. O da hurmet-i ribadır ve faizin bütün vesailini hayat-ı içtimaiyyeden ref etmektir. Hodgam ellerde servetin inhisarına vesile olan riba kabları, bankaları seddir. Evet, bu kaplar ile servet ve temellük kalil adamlarda toplanır. Bu iki düstur ile tevzi' edilmezse gasbedilecektir.