Gönderi

Falih Rıfkı Atay'ın değerlendirmesi
Anadolu'daki Kemalist hareketi Falih Rıfkı Atay yalın bir biçimde "Faşist Roma, Kemalist Tiran ve kaybolmuş Makedonya" (1931) adlı yapıtında anlatır. Falih Rıfkı sözü edilen kitabına şöyle başlıyor: "1921 Mayıs'ının hemen aynı günlerinde gene bu setler üstünde dolaşıyordum. Mahkeme reisi bir 'Kürt', hapishane kumandanı bir 'Arap', hapishane nöbetçileri Çerkez'di. İstanbul'u hatırladığım zaman Osmanlı Saltanatı'nın hep bu üç köşeli dağılma çerçevesini görüyordum. Büyükada İngiltere'nin, Heybeliada Fransa'nın, Kınalı ada İtalya'nın, Burgaz Adası Amerika'nın elindeydi. Büyük demokrasilerin bıçağı Adana'dan, Antalya'dan, İzmir'den Anadolu'nun yanık yüreğine doğru saplanmıştı. Selçuk ve Osmanlı Devletlerinin tüm başkentlerinde, Konya'da, Bursa'da, Edirne'de, İstanbul'da bir milyar insana hükmeden imparatorlukların ve Cumhuriyetlerin bayrağı dalgalanmaktaydı. Hasburg (Avusturya-Macaristan), Hohenzolern (Alman) ve Osmanlı bayraklarının beyaz teslim bezlerinden hiçbir farkı yoktu. BİR MİLYARA KARŞI TEK BİR ADAM MUSTAFA KEMAL, ERZURUM'UN KERPİÇ BİR ODASINDA SIRMASIZ, RÜTBESİZ, ASKERSİZ VE SİLAHSIZ BİR KUMANDAN. BÜTÜN TÜRKLER ONA BAĞLANMIŞTIK. O, ISTIRAP VE HINÇ DENEN BÜYÜK ENERJİ KAYNAĞININ SIRLARINI BİLEN BİR BAŞ'TI. BOŞUNA AKAN SU GİBİ BOŞUNA AKAN GÖZYAŞI İÇİNDE DE ÖLÇÜLMEZ BİR KUVVET VARDIR. BİZİM SADE İNİLTİSİNİ İŞİTTİĞİMİZ TÜRK RUHLARI'NIN UZAK DERİNLİĞİNDEN GELEN 'HAYIR' SESİNİ, YALNIZ 'O' DUYMUŞTUR."
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.